20. Hukuk Dairesi 2014/10353 E. , 2015/4399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalılar , ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 05/12/2006 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan 82.591,00 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmazın atalarından kendisine kaldığını ve 23 seneyi aşkın süreden bu yana nizasız, fasılasız olarak müvekkilinin zilyet ve tasarrufu altında olduğunu, taşınmazın bir kısmının 1062 nolu parsel olarak babası ... adına tespit gördüğünü fakat taşınmazın yarısından fazlasının sehven tapu harici boşluk olarak kaldığını belirterek 1062 nolu parsel civarında bulunan ve tapulama harici kalan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle ve ... aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, fen bilirkişi ... ve ... tarafından düzenlenen 25/09/2007 tarihli bilirkişi raporunda kırmızı ile taralı olarak gösterilen (... Merkez ... köyü 1062 olu parselin kuzeyinde kalan) 19055, 75 m2"lik kısmın davacı adına sulu tarla olarak yeni bir parsel numarası verilmek üzere davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.10.2008 gün ve 2008/4789-5325 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, tescil konusu taşınmazın sınırında orman, karayolu ve sulama kanalı bulunduğuna göre davanın ilgili kamu tüzel kişileri olan Orman İdaresi, Karayolları ve taşınmazın sınırından geçen kanalın niteliği ve kim tarafından hangi tarihte yapıldığı üzerinde durularak su kanalı ... tarafından yapılmış ise ilgisi yönünden ...’ye yöneltilmesi, yargılamaya geldikleri taktirde savunma ve delillerinin tespit edilmesi gereklidir. Ayrıca, dava konusu taşınmaz, komşu parsel tutanakları ve paftaya göre bayır ve çayır vasfı ile tespit harici bırakıldığına, taşınmazın sınırında bulunan öncesi 371 parsel olan taşınmaz mer"a olarak sınırlandırıldığına ve taşınmaz içerisinde meşelik alanların bulunduğu tespit edildiğine göre mahkemece kadim ve tahsisli mer"a araştırması ve orman araştırmasının yanı sıra imar ve ihya şartlarının oluşup oluşmadığının da araştırılması gerektiğinden taraf teşkili sağlanıp taraf delilleri toplandıktan sonra mahallinde yapılacak keşif ile komşu köylerden dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın mer"adan kazanılıp kazanılmadığı, taşınmazın imar ve ihya işleminin hangi tarihte tamamlandığı ve taşınmazın imar ve ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve TMK"nın 713. maddesinin aradığı olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının sorularak uzman bilirkişilerden de ayrıntılı rapor alınması, bundan ayrı, taşınmaz içerisinde meşelik alanların olduğu belirlendiğinden taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırılması yapılmış ve kesinleşmiş ise, buna ilişkin harita ve tutanakların ...nden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi orman mühendisi vasıtasıyla zemine uygulanması, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, orman sınırlandırılması yapılmamış ise, o takdirde orman araştırma ve incelemesinin memleket haritası, orman amenajman haritası ve bölgeye ait hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle uyuşmazlık konusu yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının saptanması, ayrıca taşınmaz sınırında bulunan karayolu ve su kanalı için de gerekli araştırmanın yapılarak varsa kamulaştırma evrakları getirtilerek mahalline uygulanması" gerektiğine değinilmiştir
Yargıtay bozma kararı sonrası yapılan yargılama sırasında ..., ... ve ... davaya dahil edilmiş, davacı vekili 02/07/2009 tarihli duruşmada ... Kanalının geçtiği ve kanal projesi kapsamında olan kısımlara yönelik davalarından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ... ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan fen bilirkişisi tarafından 13.02.2013 tarihli raporda (A2) ile gösterilen 5303,769 m2 ve (A3) ile gösterilen 1346,663 m2 toplamından oluşan 6650,432 m2 taşınmazın davacı adına sulu tarla olarak tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalılar , ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1974 yılında 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre yapılan genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2 maddesi uyarınca tespit harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 2 0 yıllık süre geçmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışması yapılmamıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi raporunda 1957 yılına ait memleket haritasında çekişmeli taşınmazın (A1) harfli bölümünün yeşil renkli ormanlık alanda, (A2) ve (A3) ile gösterilen bölümlerinin ise beyaz renkli ormanlık olmayan alanda göründüğü, tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafının da memleket haritasını tamamlar biçimde olduğu belirtilerek çekişmeli taşınmazın (A1) ile gösterilen bölümünün orman sayılan, (A2) ve (A3) ile gösterilen bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de raporda hava fotoğrafındaki bitki örtüsünün ne olduğunun açıklanmadığı, taşınmazın hava fotoğrafındaki konumunun rapor ekinde gösterilmediği, mahkemece karayolları ve sulama kanalına ilişkin kamulaştırma tutanak ve haritalarının getirtip uygulanmadığı, taşınmazın kamulaştırma kapsamında bulunup bulunmadığının belirlenmediği anlaşılmaktadır. Denetlemeye uygun olmayan eksik bilirkişi raporları ve eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları varsa amenajman planı ve dava tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, uydu fotoğrafları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde karayolları ve sulama kanalına ilişkin kamulaştırma tutanak ve haritalarının bulunduğu yerlerden istenip getirilerek dosya keşfe hazırlanmalı, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları,... 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, hava fotoğraflarında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli ile memleket haritasındaki durumunun ne olduğu ve orman içi açıklık olup olmadığının açıklandığı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; karayolları ve sulama kanalına ilişkin kamulaştırma tutanak ve haritaları getirtilip, uygulanmalı; taşınmazın kamulaştırma kapsamında bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacı yanın taşınmazın kanal projesi kapsamında olan kısımlarına yönelik feragat beyanı da gözönünde bulundurularak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili, davalılar , ..., ... ve ...nün temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 25/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.