22. Hukuk Dairesi 2015/11230 E. , 2016/4344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ... ve ... bünyesinde Yedi Yirmidört Ltd. Şti."de 10.06.2009- 15.01.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshe bağlı tazminatları ödenmeksizin ihtarname ile sona erdirildiğini, işe girerken biri belirli süreli, diğeri belirsiz süreli olmak üzere iki adet iş sözleşmesi imzalattırıldığını, belirli süreli iş akdinde akdin sona ereceği tarihin belirtilmediğini, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olup kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin ödenmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin belirli süreli olarak kabul edilmesi halinde bakiye ücret alacağının, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek alacaklarının tahsiline karar verilmesini, birleşen dava ile de alt işveren olan davalı ...."nden alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ...Ş. yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine ve birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik sebeplerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Dosya içeriğine göre, davalılar ... ve ... arasında imzalanan sözleşmeye göre, davalı Yedi Yirmidört Şirketi"nin, davalı ... Şirketi"nin belirleyeceği noktalarda kredi kartı talebi olan müşterilerin bilgilerini sisteme aktararak kredi kartı basımı yapacak kadrolar kurma işini üstlendiği anlaşılmaktadır. Yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında 4857 sayılı Kanun"un 2/6. ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu, bu itibarla, mahkemece, davacının işçilik alacaklarından davalı ... ve Yedi Yirmidört şirketlerinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken, davalı ... şirketi bakımından davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.” denilmektedir. Bu şekilde belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
Somut olayda, davacı ile davalı... arasında imzalanan sözleşmeye göre, davacının görev tanımının, ... ... adına ... onayı verilen kredi kartlarını basmak ve ... personeline teslim etmek olduğu belirtilmiştir. ... halde, taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmenin yapılmasını gerektirecek objektif nedenler bulunmamasına göre, iş ilişkisinin belirsiz süreli iş sözleşmesine dayandığının kabulü gerekmektedir.
Davacının iş sözleşmesi 23.12.2010 tarihli ihtarname ile Akbank ve Boyner mağazalarının çalışmalarını sona erdirmesi sebebiyle iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 26.02.2011 tarihi beklenmeden 15.01.2011 itibariyle feshedilmiştir. Dosya içeriğine göre, feshin haklı sebebe dayandığı ispatlanamadığından ve davacının iş sözleşmesi belirsiz süreli olduğundan, davanın terditli olarak açılması da gözetildiğinde, davacının bakiye süre ücretinin reddine ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
4-İhbar tazminatı ve ve ücret alacakları bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında dava ve ıslah/ek dava tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı tarafından keşide edilen ve belirtilen alacakların yedi gün içerisinde ödenmesi gerektiğini içeren ihtarname davalıya 02.02.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre davalı 10.02.2011 tarihinde temerrüde düşmüş olmaktadır. ... halde, mahkemece, ücret alacağına temerrüt tarihi olan 10.02.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.