20. Hukuk Dairesi 2014/9510 E. , 2015/4394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... Tüzel Kişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ... Köyünde bulunan ve dava dilekçesine ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlar hakkında .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/953 sayılı dosyasında açılan tescil davası sırasında taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olduğunun belirlendiğini, bu taşınmazın (C) harfi ile işaretli 5000 m²"sinin sonradan davalı ... adına tescil edilen 1502 sayılı parsel içinde kaldığını belirterek bu kısmın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiş, mahkemece çekişmeli taşınmazın 1502 sayılı parselin sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.06.2007 tarih ve 2007/7016 E. - 8577 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dosyadaki belgelerden, çekişmeli taşınmazın .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/953 sayılı dosyasında dava konusu edilip, sonradan davacısı tarafından atiye bırakılan 45625 m² taşınmazın kuzey kesiminde yer alan 5000 m² yer olduğu ve bu bölümün 1502 sayılı parsel içinde kalan (A) harfi ile işaretli yer olduğu, 1502 sayılı parselin tapu maliki ... olduğuna ve tarafından doğru kişiye husumet yöneltilerek dava açıldığına göre, 1502 sayılı parselin tapu kaydının oluşumu ile tüm belgeler, komşu parsel kayıtları ve bu arada 03.11.2006 tarihli fen bilirkişi raporunda sözü edilen 1996/813 Esas numaralı dava dosyası getirtilip tüm deliller toplandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama aşamasında çekişmeli ... Köyü 1502 sayılı parselin 1421, 485, 1502 ve 1471 sayılı parsellerle birlikte tevhit olup ... Mahallesi 1613 parsel sayılı 90250 m² yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmaz olmuş ve yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre 2012 yılında yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, ... Mahallesi 15383 ada 4 parsel numarası ile 93155,41 m² yüzölçümü ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibidir” şeklinde tesbit ve tescil edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın satış yoluyla el değiştirmesi nedeniyle son tapu maliki olan ... Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın taraf sıfatı kalmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile usûlden reddine, dahili davalı hakkındaki davanın kabulüne, dava konusu ... İli, ... Köyünde bulunan 15383 ada 4 parsel (eski 1502 parsel) nolu taşınmazda harita mühendisi tarafından düzenlenen 01.07.2013 tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 5000 m²"lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalı ... Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1952 yılında kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada tapulama harici bırakılmıştır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya aslı bu dosya içinde yer alan davacısının ..., davalıların , ... Köyü Muhtarlığı, ... ve .... olduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/813 - 1998/446 sayılı kararı ile; fen bilirkişi ..."ın 10.11.1997 havale tarihli raporunun ekindeki krokide (g) harfi ile gösterilen kadastro harici taşınmazın davacı adına tesciline karar verildiği, kararın Dairemizce onandığı ve vekilinin karar düzeltme talebinin de reddine karar verilmesi sonrasında hükmün kesinleştiği ve taşınmazın 1502 parsel altında ... adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Kesin hüküm HUMK"nın 237. maddesinde (HYY’nın 303. maddesi) düzenlenmiştir. Kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için davanın taraflarının, konusunun (müddeabihinin) ve dava sebeplerinin yani davada dayanılan vakıaların aynı olması gerekir. Kesin hüküm, mahkemeleri davanın taraflarını, cüzi ve külli haleflerini (akdi ve ırsi ardıllarını), tüm kurum ve kuruluşları bağlar.
Dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporlarının incelenmesinden; tarafından dava edilen taşınmazın hükmen tescilli eski 1502 sayılı parsel (yeni 15383 ada 4 parsel) içinde kaldığı, tapu kayıtlarının incelenmesinden ise dahili davalı ... Tüzel Kişiliği"nin, ..."nın külli halefi olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle; mahkemece, ile ..."nın külli halefi olan dahili davalı ... Tüzel Kişiliği arasında görülen eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı ... Tüzel Kişiliği"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.