17. Hukuk Dairesi 2016/7169 E. , 2017/7844 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacı ... idaresindeki, davacı ..."a ait araca, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 25/07/2011 tarihinde tam kusurlu olarak çarptığını, müvekkilleri kazayı hafif sıyrıklar ile atlatmışlar ise de çocuklarının yaşlarının küçük olması nedeniyle kazanın kendilerinde travma yarattığını, ayrıca araçta 6.300,00 TL hasar meydana geldiğini ileri sürerek, 6.300,00 TL hasar tazminatının davalılardan, her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, araçtaki maddi hasar için davacı ...’a davadan önce 15/09/2011 tarihinde 4.166,70 TL, dava sırasında 06/10/2011 tarihinde ise 750,00 TL ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücü ..."in kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç hasarı 3.900,00 TL’nin davalı ... tarafından ödenmiş bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 200 TL, çocuklar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 100 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan tahsiline karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10/11/2014 gün ve 2013/12379 Esas 2014/15539 karar sayılı ilamı ile "davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu ve kabule göre de, talep edilen 6.300,00 TL hasar tazminatının mahkemece reddedilmesi nedeniyle, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 12/1 maddesi gereğince davalı ... lehine 756,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken 1.200,00 TL vekalet ücreti takdir olunmasının doğru bulunmadığı" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek 08/09/2015 tarihinde davanın maddi tazminat açısından reddine, manevi tazminat talebi açısından kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 500-er, ..., ... ve ... için 250-şer TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK"un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL"ye çıkarılmıştır
Davacı ... ve ... için 500-er TL, ..., ... ve ... için hükmedilen 250-şer TL manevi tazminat hakkındaki karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden manevi tazminat hakkındaki bu karar davalı bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda bozma öncesi verilen karar davalı vekilince temyiz edilmemiş, davacı vekilinin temyizi üzerine "…hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."nin 12/1 maddesi gereğince davalı ... lehine 756,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken 1.200,00 TL vekalet ücreti takdir olunması doğru bulunmamıştır." gerekçesiyle davalı ... lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti miktarını belirlemiştir. Yerel mahkeme tarafından vekalet ücreti yönündeki bozma kararına uyulmasına karar vermek suretiyle davacı yönünden usuli kazanılmış hak doğmuş olduğundan bozma sonrası verilen hükümdeki miktarın bozma ilamındaki 756,00 TL vekalet ücretini geçmemesi gerekir.
Yukarıda belirtilen hususlar doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK."nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 438/7 maddesi uyarınca hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 5) nolu bendindeki “1.200-TL“ ibaresinin çıkartılarak yerine “756-TL“ ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve davacılara geri verilmesine, 18/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.