20. Hukuk Dairesi 2015/3347 E. , 2015/4392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve ... köyü tüzel kişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1954 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 321,557 ve 570 parsel sayılı sırasıyla 95840,00 m2, 33920,00 m2, 26080,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, mera vasfı ile sınırlandırılmış ve özel siciline yazılmıştır.
Aynı yerde 4342 sayılı Kanun gereğince çalışma yapan komisyon tarafından taşınmazlar mera tespit ve tahsisine konu edilmiş, işlem 08.11.2012 ilâ 10.12.2012 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır.
Davacı ... 03.12.2012 tarihinde açtığı davada, dava konusu taşınmazların evveliyatı itibariyle ve halen eylemli durumda orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyon kararının iptaliyle orman niteliği ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazların mera tespit ve tahsisine ilişkin kararının kaldırılarak (mera olarak yapılan sınırlandırılmalarının iptali ile) orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı ve davalı ... tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mera tespit ve tahsisinin iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile, taşınmazların mera tespit ve tahsisine ilişkin kararının kaldırılarak (mera olarak yapılan sınırlandırılmalarının iptali ile) orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan uzman orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazlar renksiz fotokopi şeklindeki 1960 yılına ait memleket haritası ve amenajman planında gösterilmiş, hava fotoğrafları getirilerek taşınmazların niteliğinin ne şekilde görüldüğü araştırılmamıştır. Bu şekilde hazırlanan rapor üzerinde denetleme yapılamadığından, dairenin 16.01.2014 ve 26.06.2014 tarihli geri çevirme kararları ile ek rapor hazırlanması istenmiş; ancak, mahkemece iade gerekleri yerine getirilerek bilirkişilerden ek rapor alınmamıştır.
Ayrıca; 4342 sayılı Mera Kanununun 14. maddesinde meraların tahsis amacı değiştirilmediği sürece mera, yaylak ve kışlaktan başka şekilde yararlanılamayacağı belirtilerek, bu taşınmazların hangi hallerde tahsis amacının değiştirilebileceği maddeler halinde belirtilmiştir. Buna göre, 14. maddesinin (d) fıkrasında (Değişik bent: 03.07.2005 - 5403 S.K./27. md.) "İmar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve muhafaza ormanı kurulması, doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan" denilmekte olup, "Milli park ve muhafaza ormanı kurulması" amacı ile ....nın talebi .... ve .... uygun görüşü üzerine ...."nca meraların tahsis amacının değiştirilebileceği ve söz konusu yerlerin adına tescilinin yapılacağı belirtilmektedir. Bu nedenle; çekişmeli taşınmazlar yönünden 4342 sayılı Mera Kanununun 14. maddenin (d) fıkrası gereğince yapılmış bir tahsis değişikliği talebi bulunup bulunmadığının araştırılması, şayet talep varsa, talep yazısı ve talebin sonucuna ilişkin belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaması da yerinde değildir.
O halde; doğru sonuca varılabilmesi için, keşifte uygulandığı bildirilen 1960 tarihli memleket haritasının yapımında kullanılan hava fotoğrafı ve topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru, bir ziraat yüksek mühendisi ile yerel bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazların ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları,.... 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ile hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi aracılığıyla taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazlar yönünden 4342 sayılı Mera Kanununun 14. maddenin (d) fıkrası gereğince yapılmış bir tahsis değişikliği talebi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, şayet talep varsa, talep yazısı ve talebin sonucuna ilişkin belgelerin onaylı örnekleri dosya arasına alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ve davalı ... tüzel kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.