Esas No: 2020/6486
Karar No: 2022/543
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6486 Esas 2022/543 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6486 E. , 2022/543 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 04.10.2017 tarih ve 2015/923 E- 2017/721 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.09.2019 tarih ve 2019/1119 E- 2019/875 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı belediyeye başvurarak terminal hattında çalıştırılmak üzere bir adet (M) plaka tahsisini talep ettiğini, belediye encümeninin 16/01/2013 tarih ve 65 yevmiye sayılı kararı ile davacıya bu tahsisin yapılarak, ticari minibüs işletme ruhsat belgesi verilmek suretiyle ... plakalı aracın faaliyete geçirildiğini, davacının, terminal hattı tahsisi için davalının banka hesabına 17/12/2012 tarihinde 175.000.- TL yatırdığını, davalı tarafından gönderilen 17/12/2013 tarihli yazıda, Kırıkkale İdare Mahkemesi'nin 2013/349 Esas sayılı dosyasından verilen kararla 25/10/2013 tarihinde söz konusu tahsis işleminin iptaline karar verildiğinden, araç seferlerinin 27/12/2013 tarihi itibariyle durdurulmasının istenildiğini, davacının yazıda belirtilen tarihte ticari faaliyetlerini durdurduğunu, İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın, Danıştay tarafından onandığını, davalıdan ticari hat tahsisi için alınan paranın iadesini talep etmesine rağmen, alınan paranın iade edilmediğini ileri sürerek, davalıya ödenen 175.000.- TL'nin 17/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, yasal süresi içinde açılmadığını, davalının anılan parayı bağış olarak yatırdığını, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığını, davacının yatırdığı tutarın bir işlem karşılığı alınmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıya davalı idare tarafından 16/01/2013 tarih ve 65 yevmiye sayılı karar ile terminal hattında çalıştırılmak üzere bir adet "M" plaka tahsis edildiği, davacının davalıya 17/12/2012 tarihinde 175.000,00 TL ödeme yaptığı, ancak Kırıkkale İdare Mahkemesi’nin 2013/349 Esas – 2013/489 Karar sayılı kararı ile davacıya ticari plaka verilmesine ilişkin işlemin iptal edildiği, söz konusu kararın Danıştay 8. Dairesi’nin 2013/11650 Esas - 2014/8021 Karar sayılı kararı ile 04/11/2014 tarihinde onandığı, davalı idarenin 27/12/2013 tarihinde davacının ticari faaliyetini durdurduğu, idari işlemin iptaline dair kararın 25/10/2013 tarihinde verildiği ve kararın 29/01/2016 tarihinde kesinleştiğinden, akdin ifasının imkansız hale geldiği tarih itibariyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığı, davalı tarafça ödenen paranın bağış olduğu ve bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı savunulmuş ise de, dosyada mevcut encümen kararına göre, davalı ... tarafından davacıya M plaka hat tahsis işleminin yapıldığı, davalı belediyenin bu işlem karşılığında hat talebinde bulunandan belli bir meblağ alması gerektiği, 175.000 TL gibi yüksek bir meblağın davalı belediyeye hibe edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 175.000.- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davanın mahiyeti itibariyle adli yargının görev alanına girdiği, mahkemece, zamanaşımı süresinin, dava konusu ticari plaka verilmesine ilişkin işlemin iptaline dair kararın kesinleştiği 29/01/2016 tarihinden itibaren işlemeye başladığının ve davanın zamanaşımına uğramadığının kabul edilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, tarafların gerçek iradeleri gözetildiğinde, davalının ödemenin şartsız bağış niteliğinde olduğunu ileri sürmesi iyiniyet kuralıyla bağdaşmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 9.712,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.