Esas No: 2020/4377
Karar No: 2022/540
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4377 Esas 2022/540 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/4377 E. , 2022/540 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.11.2019 tarih ve 2019/2203 E- 2019/2650 K. sayılı yargılamanın yenilenmesine dair kararın Yargıtay'ca incelenmesi yargılamanın yenilenmesini isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Yargılamanın iadesini isteyen davacı vekili, davacı ...’nın Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/297 esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil istemli dava açtığını, yargılama sırasında taşınmazlar 3. kişilere satıldığından, mahkemece 14.11.2017 tarihinde davanın kabulü ile 165.000.- TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini, mahkeme kararının 26.12.2017 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiğini, yasal iki haftalık sürenin 09.01.2018'de dolduğunu, süresinde istinaf başvurusu yapılmadığını, 16.01.2018 tarihinde kendisine karar tebliğ edilen vekilden başka bir vekil tarafından eski hale getirme talepli istinaf dilekçesi verildiğini, HMK’nın 346. maddesi gereğince kanuni süre geçtikten sonra verilen istinaf dilekçesinin yerel mahkemece reddi gerekirken, red kararı verilmediğini, dosyanın 12.02.2018 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesine dosya gönderme kontrol formu düzenlenerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'ne gönderildiğini, bu forma istinaf başvurusunun süresinde olduğunun yazıldığını, gerçeğe aykırı belge düzenlendiğini, dava, tapu iptal ve tescil davası olduğu halde iş bölümü gereği Bölge Adliye Mahkemesi 1. ve 2. Hukuk Daireleri görevli iken dosyanın 16. Hukuk Dairesi'ne gönderildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nin 2018/738 Esas, 2018/471 Karar sayılı ve 02.03.2018 tarihli kararı ile sözleşmenin taraflarının tacir olduğu, asansör satımının ticari satım olduğu, ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile mahkeme kararını kesin olarak kaldırarak, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, davacı vekilinin, davalının istinaf başvurusunun istinaf süresi geçtikten sonra yapıldığı için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı 02.03.2018 tarihli kararının maddi hataya dayalı olarak verilmiş olması nedeniyle kaldırılması ve davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı 19.03.2018 tarihli ek kararı ile, HMK’nın 304. maddesine dayanılarak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı ve 02.03.2018 tarihli kararının maddi hata sonucu oluşturulduğu gerekçesiyle kaldırılmasına, davalı vekilinin eski hale getirme talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 346. maddesi gereğince reddine karar verildiği, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19. H.D.'nin 2018/1621 Esas, 2019/2347 Karar sayılı 08.04.2019 tarihli kararı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı ve 02.03.2018 tarihli kararında davalı vekilinin eski hale getirme talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan istinaf talebinin incelenmesine geçilmiş olduğundan eski hale getirme talebinin zımnen kabul edilerek istinaf talebinin incelenmesine geçildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca bu kararın niteliği itibariyle HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kesin olup temyiz yolunun kapalı olduğu gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı ve 19.03.2018 tarihli ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin daha önce verdiği 2018/738 Esas ve 2018/471 Karar sayılı ve 02.03.2018 tarihli kesin kararının gereğinin yapılması için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, maddi hata ile verilen 02.03.2018 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının, HMK m. 375/h gereğince lehine karar verilen tarafın hileli davranışı ile elde edildiğini, istinaf dosya gönderme formuna temyizin süresinde olduğu yazılarak gerçeğe aykırı belge düzenlendiğini, eski hale getirme talep eden vekilin, gerekçeli karar tebliğ edilen vekilden başka bir vekil olduğunu, belki de karardan haberdar olmayan vekilin hekim raporu sunduğunu, raporda yazan hemeroid rahatsızlığının istinaf dilekçesi verilmesini engelleyecek bir hastalık olmadığını, raporun özel bir hastaneden alındığını, davalı şirketin vekaletnamesinde aynı adreste görev yapan 22 vekil olduğunu, açıkça maddi hata ile verildiği kabul edilen ve hileli davranışlarla elde edilen kararın uygulanması mümkün olmadığından, yargılamanın yenilerek, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/738 Esas, 2018/471 Karar sayılı 02.03.2018 tarihli kararının kaldırılarak, istinaf dilekçesi ve eski hale getirme talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı vekilinin vekaletnamesinde yargılanmanın yenilenmesi ile ilgili özel yetki bulunmadığından davacının talebinin usulden reddi gerektiğini, davacının hile iddiasına dayandığını, hilenin farkına varıldığı tarihin en iyi ihtimalle ek kararın verildiği tarih olduğunu, bu tarihten itibaren yargılamanın yenilenmesi için aranan 3 aylık sürenin geçtiğini, görevsizlik kararının maddi anlamda kesin hüküm olmadığını, şekli anlamda kesin hüküm olduğunu, yargılanmanın yenilenmesinin ancak maddi anlamda kesin hükümlere karşı verileceğini belirterek, davacının yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekili, davacının talebinin süresinde olmadığını iddia etmiş ise de, davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde salt doktor raporuna değil, gerçeğe aykırı tanzim olunduğu iddiası ile istinaf formuna da dayandığı, yargılamanın yenilenmesi, hilenin farkına varıldığı tarihten itibaren üç ay ve her halükarda iade talebine konu hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl içerisinde talep edilebileceğinden talebin süresinde kabul edildiği, doktor raporunun sahteliği hususunda bir iddia ve delil mevcut olmadığından, bu husustaki iddianın taraf hilesi olarak kabul edilmediği, istinaf formu taraflarca düzenlenen bir evrak olmadığından ve inceleme yapacak merciyi bağlamadığından davacının iddiasına konu hususların hileli bir davranış olarak kabul edilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 19/03/2018 tarihli ek karar Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1621 Esas 2019/2347 Karar sayılı ilamıyla bozularak kaldırıldığından davacı vekilinin görev ve maddi hataya ilişkin itirazlarının yargılamanın yenilenmesi talebi ile değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin koşulları oluşmayan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, yargılamanın yenilenmesini isteyen karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, yargılamanın yenilenmesini isteyen karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden yargılamanın yenilenmesini isteyen davacıdan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.