Esas No: 2021/6135
Karar No: 2022/570
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6135 Esas 2022/570 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/6135 E. , 2022/570 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davanın Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü.
Dava, hile ile alındığı iddia olunan bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülecek her türlü iddianın senetle ispat edilmesi gerektiği, davacının kambiyo senedinin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak yazılı bir belge sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm tarafların istinaf etmemesi üzerine kesinleşmiştir.
Anılan kesin karar hakkında Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 08.09.2021 tarih ve 39152028-153.01-1321-2020-E. 1502/24503 sayılı kanun yararına temyiz isteminde özetle, Davacı ...’ın davalı şirkete verdiği bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekirken Ticaret Mahkemesince yargılamaya devam edilerek karara bağlandığı, öte yandan davacının boş verdiği senedin hile ile doldurulduğu iddiasıyla ilgili tanık dinlenmeden karar verildiği, kararın gerek içerik gerekse usul yönünden hatalı olduğu bildirilerek kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Davaya dayanak teşkil eden bonolar incelendiğinde üzerinde malen kaydının bulunduğu, bu durumun bononun teslim edilen mal karşılığı verildiğine karine teşkil ettiği, imzası inkar edilmeyen bononun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda aranan tüm şekil şartlarını ihtiva etmekle uyuşmazlık anılan bu Kanun hükümlerinden kaynaklandığından, TTK 4/1-(a) maddesi gereğince davaya Ticaret Mahkemesince bakılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, açığa imza atılmış bonodaki bedel hanesinin sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğu iddiasının ancak senetle ispatı gerekmekte olup, HMK’nın 201. maddesi gereğince bu konuda tanık dinletmenin esasen mümkün olmadığı anlaşılmakla kanun yararına temyiz itirazlarının yerinde olmadığı görülmekle reddi yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın HMK’nın 363. maddesine dayalı yerinde bulunmayan kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine, 24/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK'nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu kambiyo senetlerinin taraflar arasındaki ev eşyası alım-satımı nedeniyle düzenlendiği, dava tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu satım işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım.