
Esas No: 2012/8398
Karar No: 2013/1396
Karar Tarihi: 14.02.2013
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8398 Esas 2013/1396 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 16.03.2012 gün ve 190/225 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, 1992 yılında 1725 parsel numarası ile Hazine adına içme suyu havzası vasfı ile tescil edilen taşınmazın yaklaşık 5000 m2"sinin 30 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliği altında bulunduğunu açıklayarak, Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 1958 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dere yatağı vasfı ile tespit harici bırakılan taşınmazın, tescil tarihine kadar dere yatağı vasfında sayılacağından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 1725 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Dim Çayı yatağı içinde kalması nedeniyle tescil harici bırakılmış yerlerden iken 03.06.1992 tarihinde içme suyu havzası vasfı ile Hazine adına idari yoldan tescil edildiği saptanmıştır. Kural olarak, dere yatakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabilir. Mahallinde yapılan 12.03.2003 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının bildirmiş olduğu sürelere göre taşınmaz keşif tarihine göre dava konusu taşınmazın 1973 ile 1978 yılları arasında taşlardan temizlenerek tarım arazisi haline getirildiği saptanmıştır. Bu halde, taşınmaz dava tarihinde tarım arazisi vasfını kazanmış ise de, Hazine adına tapunun oluştuğu tarihe kadar TMK"nun 713. maddesinde öngörülen 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değilse de red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, HUMK.nun 388/4. , HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.