Esas No: 2021/7956
Karar No: 2022/622
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/7956 Esas 2022/622 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/7956 E. , 2022/622 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen tarihi ve sayısı yukarıda yazılı kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme gereği davacı şirketin personel taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiği, davacı şirket tarafından aracın yakıt ve diğer masrafları için davalıya avans olarak çek ve banka kanalıyla yapılan ödemeler olduğu, davacının cari hesap ilişkisinden toplam 270.273,44 TL alacağı bulunduğu ileri sürülerek, takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin istendiği, mahkemece ise davanın kabulüne karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu karar aleyhine T.C. Adalet Bakanlığı tarafından 20.10.2021 tarihli başvuru yazısında "Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup davacının ticari defterleri dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle iddiaya konu ödemenin yapıldığının ispatı gerekmekte olup, ispat külfeti davacıya aittir. Davalı taraf defterleri incelenmediği takdirde davacı tarafın kendi defterlerindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Mahkemece ispat bakımından davalıya ticari defterlerini sunması için kesin süre verilmeden davacının bizzat tuttuğu defter kayıtlarından yola çıkılarak davacının iddiasını ispat ettiğine yönelik mahkeme kabulü doğru olmamıştır. Bu nedenle dava konusu ödemelerin yapılıp yapılmadığı hususunun belirtilen açıklamaya göre tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya uygun değildir." gerekçesi ile kanun yararına bozma talep edilmiştir.
Eldeki davada, davacı alacaklı tarafından borçlu aleyhine İstanbul 1. İcra Müdürlüğü 2017/20516 esas sayılı dosyası ile başlatılan takip davalı borçlunun itirazı üzerine durmuş olup, takibin devamı için açılan işbu davanın 16.07.2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararla tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 16.09.2019 tarihinde mahkeme kaleminde incelenme yapılmasına karar verilmiş olmasına rağmen sadece ibraz edilen davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ile düzenlenen rapora göre karar verilmiş, karara yönelik istinaf başvurusu ise ek karar ile süre yönünden reddedilmiştir.
Davalı vekilinin başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı Kanunu yararına bozma istemiştir.
HMK'nın delil olarak kabul ettiği ticari defterlerin ibrazı ve delil olması HMK. m. 222 hükmü ile düzenlemiştir. Bu hükme göre, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yapılmış, defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Böylece kanuna uygun tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerekir. O nedenle bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi zorunluluk arzetmektedir. Çünkü bir tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticarı defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. O nedenle karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi ticari defterlerindeki kayıtların kesin delil olması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davalının ticari defterlerinin de incelenmesi gerekmektedir. O nedenle HMK.220. uyarınca davalıya ticari defterlerini sunması için ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde davacının ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edileceğinin açıkca belirtilerek sonuçları ayrıntılı olarak belirtilmek suretiyle ihtaratlı kesin süre verilmesi, davalının defterlerini ibraz etmesi veya yerini bildirmesi durumunda bilirkişi marifetiyle inceleme yapılıp sonucuna göre, ibraz etmemesi halinde dosya kapsanıma göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan incelemeye istinaden düzenlenen rapora göre davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle ve dolayısıyla eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmayıp kanun yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle T.C. Adalet Bakanlığı'nın 6100 sayılı HMK'nın 963. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteminin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete'de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesine, 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.