Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7584
Karar No: 2022/597
Karar Tarihi: 25.01.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7584 Esas 2022/597 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7584 E.  ,  2022/597 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 22.09.2020 tarih ve 2020/806 E. - 2020/1051 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkil şirketler tarafından ilaç, gübre ve tohum karşılığı olmak üzere, Vakıfbank'a ait ... seri nolu, keşidecisi ... 31/07/2015 tarihli 30.00,00 TL bedelli, Vakıfbank'a ait 53321 seri nolu, keşidecisi ... 10/08/2015 tarihli 30.00,00 TL bedelli, Vakıfbank'a ait ... seri nolu, keşidecisi ... 22/08/2015 tarihli 30.00,00 TL bedelli, İşbankası'na ait 3130558 seri nolu, keşidecisi Şahin Ziraat 22/06/2015 tarihli 35.00,00 TL bedelli, İşbankası'na ait 3134364 seri nolu, keşidecisi Şahin Ziraat 30/07/2015 tarihli 35.00,00 TL bedelli, İşbankası'na ait 3134366 seri nolu, keşidecisi Şahin Ziraat 10/08/2015 tarihli 35.00,00 TL bedelli toplam 6 adet çekin davalı şirkete Ocak - Şubat 2015 tarihi itibari ile teslim edildiğini, mal teslimi yapmamasına rağmen çeklerin iade edilmediğini, davalı şirkete 19/06/2015 tarihinde ihtarname gönderildiğini, çeklerin iade edilmediğini ileri sürerek, çekler nedeniyle davacının davalıya borçlanmadığının tespitine, çeklerin ibraz edilip ödenmesi halinde istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu çeklerin davacı keşideci şirketler tarafından müvekkili şirkete herhangi bir mal alış verişi karşılığında verilmediğini, davalı ile davacı şirketler arasındaki alacak verecek borç para ilişkisinden dolayı verilen çekler olduğunu, davacının iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacılar arasında dava arkadaşlığı bulunmadığı gerekçesi ile davacı Şahin Ziraat Turizm Tic. Ltd. Şti'nin açtığı dava ile ilgili ayırma kararı verilerek dosya içeriği, bilirkişi rapor ve ek raporuna göre, davacı ... Ltd. Şti'nin ticari defterlerinde davaya konu 31/07/2015, 10/08/2015 ve 22/08/2015 tarihli çeklerin davalı şirket adına borç kaydedildiği, davalı şirketin kayıtlarında çekler kayıtlı olmasa da davacı şirketten 131.387,68 TL alacaklı olduğuna ilişkin kayıt bulunduğu, çekin ödeme vasıtası olup bedelsiz kaldığı veya avans olarak verildiği iddiasının HMK'nun 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, davacının kendi ticari kayıtlarında da davaya konu çeklerin ödenmemiş önceki çek borçlarına karşılık verildiğinin kayıtlı olduğu, davacının yemin deliline dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; bozma ilamı doğrultusunda İİK'nun 72/4. maddesinde davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve kararın kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını ihtiyati tedbir için gösterilen teminattan alacağı, alacaklının uğradığı zararın aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı ve bu zararın her halde % 20'den aşağı tayin edilemeyeceği düzenlenmiş olup, davaya konu çeklerin davalı tarafından ibrazı halinde ödenmemesi için muhatap bankaya talimat verilmesi şeklindeki ihtiyati tedbir kararının uygulanması, davalının bankaca ödenmeyen çekler için takip yapmasını engelleyecek nitelikte olmadığından ilk derece mahkemesinin davalı lehine tazminata hükmetmemesinin de yerinde olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı ve davalı vekili temyiz etmişlerdir.
    I-) 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 1. bendi "Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren İlk Derece Mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir." 2. bendi "Bölge Adliye Mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir." şeklinde düzenlenmiş olup, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırıp yeniden esas hakkında karar vermesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay'ca bozulması halinde bozmaya karşı gerek direnme, gerekse bozmaya uyarak yeniden karar verme hak ve yetkisi Bölge Adliye Mahkemesine aittir. Bölge Adliye Mahkemesi'nin hüküm mahkemesi sıfatıyla verdiği yeniden esas hakkındaki karar sonrasında HMK'nın 360. maddesinin atfıyla ilk derece mahkemelerinde uygulanan yargılama usulüne göre yargılama yapıp öncelikle Yargıtay bozma kararına karşı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince uyma veya direnme konusunda bir karar verir; bu kararı yine hüküm mahkemesi sıfatıyla vermektedir. Bozmaya uyduğu takdirde artık yargılamaya hüküm mahkemesi sıfatıyla devam etmekte olduğundan bozma kararına uygun olarak yeniden esas hakkında karar vermelidir.
    Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi'nin 30.05.2017 tarihli davanın reddine dair kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 29.03.2018 tarihli kararla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ve davanın reddiyle kötüniyet tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 29/03/2018 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyulmuştur. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince hüküm mahkemesi sıfatıyla bozmaya uyulduğundan artık davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken bundan zuhulle bu kez denetim mahkemesi sıfatıyla HMK'nın 353/1-b1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun usulden reddiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden re'sen bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının res’en BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 25/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY
    Somut uyuşmazlıkta;
    İlk Derece Mahkemesi'nin 30.05.2017 günlü davanın reddine ilişkin kararı aleyhine taraf vekillerince istinaf kanun yoluna gidilmesi üzerine Antalya BAM 11.Hukuk Dairesi'nin 29.03.2018 tarihli kararı ile "davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile 18.000,00 TL. tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verilmiştir.
    Karar aleyhine davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairenin (19.Hukuk Dairesi) 11.02.2020 tarihli kararı ile "ilk derece mahkemesinin davalı lehine tazminata hükmetmesinin yerinde iken Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak davalı yararına tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı" gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince 22.09.2020 tarihli oturumda eylemli olarak bozma ilamına uyulması suretiyle "1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-c maddesi gereğince usulden reddine, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiş,
    Kararın bu kez de taraf vekillerince temyizi üzerine karar, yazılı gerekçe ile çoğunluk görüşü doğrultusunda bozulmuştur.
    Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
    1-Bölge Adliye Mahkemesince hükmüne uyulan Dairenin 11.02.2020 tarihli bozma ilamında "ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmaması ve davacı lehine tazminata hükmedilmemesi gerektiğine" işaret edilmiştir.
    Dairenin bozma ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı tamamen ortadan kalktığından bozma ilamına uyulması halinde usuli müktesep hakların da dikkate alınması suretiyle davalının istinaf kanun yolu başvurulan yönünden Bölge Adliye Mahkemesi'nin vereceği karar, HMK'nın 353/1-b-1 maddesinde ifade edilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararıdır.
    Nitekim Bölge Adliye Mahkemesince de, Daire bozma ilamı ile bozmaya konu karar tamamen ortadan kalktığından, davalının tüm istinaf sebepleri red edildiğinden bozma ilamına uyularak davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir ki, karar usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.
    2-Diğer taraftan, bozmadan sonra 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe göre, 7251 sayılı Yasa'nın 36.maddesi ile değişik HMK'nın 356/2.maddesi ile "duruşma sonunda bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan red etmek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararları vereceği" düzenlenmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yazılı şekilde karar verilmiş olup, davalının tüm istinaf sebeplerinin red edilmiş olması nedeniyle HMK'nın 353/1-b-1 maddesine göre verilen karar HMK'nın 356/2.maddesi kapsamında verilen "gerekli karar" niteliğindedir.
    Bu yönü itibariyle de Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
    Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi