MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan; beraa
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan;
TCK"nın 155/2, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet


Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, o yer Cumhuriyet savcısı; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ..."ın sahibi olduğu 55 SR 416 plakalı aracı satmaları için Samsun 5. Noterliği’nin 17/08/2010 gün ve 20164 yevmiye numaralı vekaletnamesiyle araç alım satım işi yapan ..., ... ve sanığı vekil tayin ettiği, sanığın aracı alarak Durağan ilçesine geldiği, sonrasında katılanın Samsun 5. Noterliğinin 20776 yevmiye numaralı 24/08/2010 tarihli azilnamesi ile sanığı azletmesine rağmen, sanığın olay tarihinde ... ve ...’i arayarak aracın Ankara’da bağlandığını, vekaletnamenin fakslanmasını istediği, bunun üzerine ..."in vekaletnameyi faksladığı, sanığın da faks şeklindeki bu vekaletname ile olay tarihinde ... Noterliği’ne başvurarak katılana vekaleten aracı satarak devrini yaptığı, bu suretle sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işlediğinin iddia oluduğu olayda;
1-Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Mahkemece her ne kadar sanığın tek eylemi ile iki suçun oluşmasına sebep olması, fikri içtima hükümleri gereğince daha ağır cezayı gerektiren hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle, atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan beraatine karar verilmiş ise de; somut olayda fikri içtima hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, ayrıca sanığın olay tarihinde vekaletnameyi sunarak araç devrini gerçekleştirmesi şeklindeki eyleminde, sanığın aktif olarak kamu görevlisine yalan bir beyanının da olmadığı dikkate alındığında, atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığından netice olarak verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, mahkemece fikri içtima hükümleri gereğince beraatine karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; o yer Cumhuriyet savcısının fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağına, atılı suçun oluştuğuna yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu değişik gerekçe ile ONANMASINA,
2-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmasında, suça konu aracı ... ve ... ..."dan 4.000 TL"ye satın aldığı ve azilnameden haberinin olmadığı yönündeki savunması ve tanık olarak dinlenen ... ve ....."ın kollukta alınan beyanlarında, aracı sanığın kendilerinden 4.000 TL"ye satın aldığı ve senet tanzim ettiği yönünde beyanda bulunmaları, ancak yargılamada aracın sanığa satışından bahsetmemeleri karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle katılanın tekrar dinlenerek aracın satışı hususunda kimle anlaşma yaptığının, sanıkla görüşmesinin olup olmadığının, aracın sanığa satılılıp satılmadığı hakkında bir bilgisinin olup olmadığının sorulması, tanıklar ... ve ..."ın tekrar beyanlarının alınarak aracı sanığa satıp satmadıklarının, senet alınıp alınmadığnın sorulması, ayrıca azilnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin tespiti açısından, ilgili noterlikten tebligat mazbatasının istenmesi ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 09/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.