17. Hukuk Dairesi 2015/795 E. , 2017/7822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ile diğer davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, ameliyat ve tedavi için birçok masraf yaptığını, yaralanması nedeniyle işgücü kaybına da uğrayan davacının maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili; asıl davanın davalısı ..."nın dava öncesinde ölmüş olması nedeniyle, asıl davaya konu taleplerinden mirasçısı olan davalıların sorumlu olduğunu belirterek asıl davadaki talebe konu tazminatların davalılardan tahsilini istemiş; 22.08.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle, asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat taleplerini 49.269,61 TL"ye yükseltmiş; 30.10.2013 tarihli beyan dilekçesiyle ise, maddi tazminat taleplerini 75.130,36 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar, kusura ve istenen tazminat miktarlarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 49.269,61 TL. maluliyet tazminatı ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacının tedavi gideri istemi ile fazlaya ilişkin diğer maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ile diğer davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacının maluliyet oranının, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde belirlenmiş olmasına; maddi tazminata ilişkin hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; ayrıca manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (eski BK 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; 1086 sayılı HUMK döneminde kısmi dava olarak açılan davanın devamı sırasında, birinci ıslah yapıldıktan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesiyle getirilen belirsiz alacak davasına dönüşmeyen davada, ikinci kez bedel artırımının ikinci ıslah olarak değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... vekili ile diğer davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının; davacı vekilinin ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maluliyetten kaynaklanan tazminat alacağının hesaplanması konusunda alınan rapor üzerine, davacı vekili tarafından 22.08.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak dava değerinin 49.269,61 TL"ye yükseltildiği; daha sonra alınan bilirkişi raporu ile davacının tazminat alacağı 75.130,00 TL. olarak hesaplandığından, bu kez davacı vekili tarafından dava değerinin 75.130,00 TL"ye yükseltilmesi için ikinci dilekçenin verildiği; mahkeme tarafından ise, ikinci ıslahın geçersiz olduğu gerekçesiyle, davacının ilk dilekçesiyle artırdığı bedel olan 49.269,61 TL"nin hüküm altına alındığı; ikinci artırıma konu edilen kısım üzerinden de davalılar yararına vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
Dava tarihi ve davacının ilk ıslahı yaptığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 83. maddesinin "iki taraftan her biri usule mütaallik olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebilir. Aynı davada her taraf ancak bir kere ıslah hakkını kullanabilir" düzenlemesi karşısında, davacının ikinci bedel artırım dilekçesinin, ikinci ıslah olarak kabulü suretiyle geçerli olmadığı doğru biçimde kabul edildiğine göre; geçersiz olan ikinci ıslah dilekçesi nedeniyle dava değerinin artmayacağı, dava değerinin ilk ıslah dilekçesiyle belirlenen miktar olacağı ve bu bedel de hüküm altına alındığından, davalılar lehine maddi tazminat için red vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmeyişi doğru değil bozma sebebi ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile diğer davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının; davacı vekilinin ise, sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 8. bendinde yer alan "Davalılar ...ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden 3.094,67 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine" ibaresinin hükümden çıkartılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
aşağıda dökümü yazılı 2.023,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ... ve..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.