8. Ceza Dairesi 2019/20766 E. , 2020/12584 K.
"İçtihat Metni"İhbarname No : KYB - 2019/93037
Mühürde sahtecilik ve suç eşyasının kabul edilmesi suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 165, 202/1ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 5 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tabi tutulmasına ilişkin Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2012 tarihli ve 2010/165 esas, 2012/86 sayılı kararının 05/12/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 28/02/2016 tarihinde kasıtlı olarak işlediği kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun"un 165, 202/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 5 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2018/33 esas, 2018/115 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen kararının kesinleşmesi şartıyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayda sanık hakkında Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2012 tarihli ve 2010/165 esas, 2012/86 sayılı ilk kararın itiraz edilmeksizin 05/12/2012 tarihinde kesinleştiği, Çal Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2017 tarihli ve 2016/49 esas, 2017/154 sayılı kararına konu ikinci suçun ise 28/02/2016 tarihinde işlendiği ve söz konusu kararın 02/10/2017 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 28/02/2016 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, suç tarihi olan 07/06/2005 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkûmiyet kararının verildiği 16/10/2018 tarihleri arasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12.09.2019 gün ve 2019-9137 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.09.2019 gün ve KYB/2019-93037 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesi uyarınca vekille takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, denetim süresinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle CMK’nın 231/11 maddesine göre yürütülecek muhakemeden müdafii ile davada temsil edildiği gözetilerek müdafiine usulüne uygun tebligat yapılarak hükmün açıklanması gerekli olup olmadığına karar verilmesi gerekirken bu usule uyulmaksızın sanık ve sanık müdafiinin duruşmadan haberdar edilmeden hükmün açıklanması ve bu kararın usulüne göre tebliğ olunmaması suretiyle CMK’nın 231/11 maddesine aykırı davranıldığı ve bu sebeple açıklanmasına dair kararın kesinleşmediğinden kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşılmakla;
Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.