17. Hukuk Dairesi 2016/8451 E. , 2017/7811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.06.2015 Salı günü davacılar ... ve ... vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacılar murisinin, kullandığı konut kredisine teminat amacıyla davalı nezdinde uzun süreli hayat ... poliçesiyle sigortalı olduğunu, poliçenin 2010 yılına ilişkin priminin, tahsilatın yapıldığı banka hesabına yatırıldığını ve 2011 yılı taksidini hasta murisin ödeyemediğini, poliçe vadesi içinde sigortalı murisin öldüğünü, davalıya yapılan başvuruya 2010 yılı taksidinin ödenmemesi nedeniyle poliçenin 05.10.2010"da iptal edildiği şeklinde cevap verildiğini, hesaba depo edilen primin davalıya aktarılmayışında sigortalının kusuru olmadığı gibi davalı tarafından iptal öncesi ihtar da yapılmadığını, davalının vefat tarihinde geçerli teminat bedelini ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2011 yılı vefat teminat bedeli olan 51.448,00 TL"nin ölüm tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacılar murisinin sigortalı olduğu poliçe gereği 2010 yılına ilişkin yıllık 216,72 TL. prim borcunun ödenmemesi nedeniyle 05.10.2010"da poliçenin iptal edildiğini, vefat tarihi itibariyle poliçe yürürlükte olmadığı için de davacıların taleplerinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; poliçede belirtilen ... primi taksitini tahsil edemeyen davalı ... şirketinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, ... priminin ödenmemesi üzerine ... ilişkisini sonlandırdığı, sigortalının mirasçısı olan davacıların ödemek zorunda kaldıkları kredi borcunu davalıdan talep etmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat ... poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi ile davalı arasında toplamda 9 yıllık (uzun süreli) hayat ... poliçesinin imzalı olduğu, davalı adına acentesi olan .../ ... Şubesi"nin poliçeyi düzenlediği, poliçe gereği ödenmesi gereken primlerin yıllık 216,72 TL. olarak kararlaştırıldığı, prim vadelerinin her yılın eylül ayının 3. günü olduğu, davacılar murisine ait mevduat hesabından prim tahsilatının yapılması konusunda tarafların mutabık olduğu ve poliçe ilk prim taksitinin ödendiği dosya kapsamıyla sabittir. Davalı sigortacı, 03.09.2010 vadeli prim taksitinin ödenmediği gerekçesiyle, 05.10.2010 tarihinde poliçeyi iptal ettiğini gerekçe göstererek ödeme yapmaktan imtina etmiş; mahkeme tarafından da davalının poliçe iptali gerekçesi yerinde bulunarak poliçenin yürürlükte olmadığı sonucuna varılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar murisi ile davalı sigortacı arasındaki poliçenin tanzim tarihi ve ölüm rizikosunun gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 1297. maddesinde "Bir yıldan uzun süreli can sigortalarında, ... ettiren kimse, ... primini 1295. madde gereğince vermemiş veya prim tecil edilmiş yahut taksitlere bağlanmış olduğu halde işbu primi veya herhangi bir taksidi vadenin bitiminde ödememiş ise, sigortacı, kendisinin veya akid sıfatıyle hareket eden vekilinin yazı ile sigortacıya bildirilmiş son ikametgah veya meskenine resmi bir ihtarname veya taahhütlü mektup göndererek bir ay içinde söz konusu ücret veya taksidi ödemez ise sigortanın feshedilmiş olacağını ihtar eder. Bu sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sözleşme feshedilmiş olur" düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C.1. maddesinin 5. bendinde de aynı yönde düzenleme benimsenmiş bulunmaktadır.
Anılan yasa maddesi ile genel şartlarda, primin ödenmesine ilişkin ihtarın biçimi açıkça belirlendiği gibi, bu düzenlemelerde ifade olunan prim ödenmesi ihtarının "... ettirene" yapılacağı ibaresinden prim ödeme borcu altında bulunana ihtar yapılmasının anlaşılması gerektiği de açıktır. Zira lafzi yorumla, ihtarın ... ettirene yapılacağı kabul edildiğinde; somut olayda olduğu gibi, poliçede ... ettiren olarak yer alan, davalının acentesi konumundaki banka şubesine yapılacak ihtarın yeterli olduğu gibi bir sonuca ulaşılacaktır ki, bu sonuç da sigortacının prim konusundaki ihtar yükümlülüğüne ilişkin olarak mevzuata konulan ve sigortalıyı keyfi uygulamalardan korumayı amaçlayan düzenlemenin bertaraf edilmesine yol açmaktan öteye geçmeyecektir.
Somut olayda; davacılar murisince ödenmediği için poliçe iptaline sebep kılınan 03.09.2010 vadeli primin, prim tahsilatının yapılacağı murise ait banka mevduat hesabında anılan tarih itibariyle bulunmadığı; ancak muris tarafından bu hesaba 13.09.2010 tarihinde 590,00 TL. para yatırılması ile hesabın müsait hale geldiği; murisin kullandığı konut kredisi nedeniyle davalının acentesi olan banka şubesi tarafından düzenlenen iki ayrı poliçe priminin bu paradan tahsili sonunda hesapta 217,58 TL. kaldığı; davaya konu hayat ... poliçesine ilişkin 2010 yılı prim taksitinin 216,72 TL. olması hasebiyle, hesap bakiyesinin prim borcuna yeter miktarda olduğu; davalı acentesi banka tarafından 13,50 TL. hesap işletim ücretinin bu hesaptan tahsili nedeniyle hesap bakiyesinin poliçe prim taksit bedelinin altına düştüğü dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı sigortacı tarafından, poliçe prim taksitinin ödenmesi konusunda davacılar murisi sigortalıya yapılmış yazılı bir ihtarın bulunmadığı, bir an için davalı tarafından hesabın müsait hale getirilmesi konusunda acentesi olan banka şubesine bildirimin yeterli olduğunun kabulü halinde de, prim ödeme borcu altında bulunan sigortalı murise acente tarafından anılan şekle uygun ihtarda bulunulması gerekmektedir. Aksi yöndeki kabul, yukarıda ifade olunduğu üzere, ihtar yükümlülüğüne ilişkin mevzuat hükümlerinin konuluş amacını yok saymak anlamına gelecektir. Ayrıca, primin tahsil edileceği hesabın müsait olduğu bir durumda, davalının acentesi sıfatıyla davalı adına poliçeyi düzenleyen banka şubesinin hesap işletim ücretini kesmesi nedeniyle, hesap bakiyesinin yetersiz hale gelmesinde, davacılar murisi sigortalının bir kusuru bulunmadığı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre; davalının, prim ödenmesi konusunda mevzuatın yüklediği şartlara uygun biçimde sigortalı murise ihtarda bulunmadığı; prim tahsilatı yapılacak hesaba sigortalı muris tarafından prim borcunu karşılar miktarda ödeme yapılmasına rağmen, davalının acentesi olan banka şubesi tarafından, hesap işletim ücreti kesilmesi nedeniyle bakiyenin yetersiz hale gelmesi ve poliçe priminin tahsil edilemeyişinde sigortalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı; Medeni Kanun"un 2. maddesindeki objektif iyiniyet kuralları gereği, hakkın kullanımında iyiniyetle hareket edilmesi zorunluluğu çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesi ve davalı sigortacının acentesi olan bankanın ... ettiren sıfatı nedeniyle ona yapılacak bildirimin yeterli görülemeyeceği gözönünde bulundurularak, davalı sigortacının prim ödenmemesi nedenine dayanan poliçe iptalinin geçerli bir iptal olmadığı da dikkate alınarak davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 18.9.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.