17. Hukuk Dairesi 2016/5791 E. , 2017/7810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının işlettiği yolcu otobüsünün yaptığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların annesinin öldüğünü, ölüm nedeniyle davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek her bir davacı için 6.000,00 TL. olmak üzere toplam 48.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını savunarak reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava konusu kazanın 11.02.2006 tarihinde meydana geldiği, dava tarihinin 16.08.2011 olduğu, davacıların fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren süresi içinde dava açmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemiz"in 12.01.2015 tarih- 2013/13529 Esas- 2015/1 Karar sayılı ilamı ile; "davaya konu haksız eylemin aynı zamanda suç teşkil ettiği ve bu nedenle 2918 sayılı KTK"nun 109/2. maddesi gereği uzamış ceza zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK"nun 66. maddesine göre zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu, davaya konu trafik kazasının 11.02.2006 tarihinde meydana geldiği, davacılar vekili tarafından ceza zamanaşımı süresi içinde 16.08.2011 tarihinde iş bu davanın açıldığı, tüm bu nedenlerle de davada uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması ve davanın süresi içinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile her bir davacı için 6.000,00 TL. olmak üzere toplam 48.000,00 TL. manevi tazminatın (dava dışı sürücü ... hakkında ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/440 Esas- 2011/299 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen tazminatlarla tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; ceza yargılamasında kesinleşen hükme esas alınan, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporla saptanan kusur oranlarının benimsenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nın 56. (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.458,88 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 18.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.