Esas No: 2020/7452
Karar No: 2022/593
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7452 Esas 2022/593 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7452 E. , 2022/593 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.05.2013 tarih ve 2008/171 E. - 2013/213 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Bilgin (Medya) grubu şirketlerinden olduğunu ve bu grup şirketlerine TMSF Fon Kurulu'nun 30.03.2007 tarih ve 2007/138 nolu kararı ile el konulduğunu ve şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında şirket kayıtlarında görünen FİAT marka iki adet traktörün şirketin elinde bulunmadığının anlaşıldığını, söz konusu traktörlerin teslim edilmesi için davalıya iadeli taahhüt yoluyla ihtar gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen davalının araçları teslim etmediğini, davalının mülkiyeti müvekkili şirkete ait araçları tamamen kötüniyetle yedinde tuttuğunu ve haksız yarar sağladığını, davalının söz konusu traktörleri TMSF 'ce şirketlere el konulduğunda teslim etmesi gerekirken bu yükümlülükten kaçındığını ileri sürerek davalı yedinde bulunan ... plakalı ve plakasız FİAT marka iki adet traktörün davalı tarafından aynen iadesine, bunun mümkün olmaması durumunda bedellerin ödetilmesine ve davalının araçlardan haksız faydalandığı dönem için takdir edilecek rayiç kira bedelleri üzerinden uygun miktarda tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.10.2012 tarihli dilekçe ile 77.816.-TL üzerinden davayı ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir Ticaret Sicil Memurluğu tarafından davacı şirketin Gazete ve Matbacılık A.Ş.'nin 10.03.2010 tarihinde sicilden terkin edildiği, davacı vekili tarafından araçların davalı elinde olduğu ispat edilemediğinden davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, davalı usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı yemin etmek üzere duruşmada hazır bulunmadığından dava konusu araçların davalının elinde olduğu kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulune, davaya konu ... plakalı ve ... plakalı marka 2 adet traktörün davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmadığı durumda ... plaka sayılı araç için 38.000.-TL, ... plaka sayılı araç için 21.000.-TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 18.816.- TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir
2-Dava, davacı TMSF'ye devredilen şirkete ait olan ve davalı yedinde bulunan 2 adet aracın (traktörün) aynen teslimi, olmadığı takdirde bedeli ile araçlardan haksız faydalandığı dönem için rayiç kira bedelleri üzerinden tazminat (ecrimisil) istemine ilişkindir.
Ecrimisil, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca bu yöndeki davalar beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Davacı dava dilekçesi ve sonraki beyanlarında dava konusu traktörlerin 30.03.2007 tarihinden itibaren davalının tasarrufunda olduğunu ve bu tarihten dava tarihine kadar ecrimisil alacağı bulunduğunu ileri sürmüş, şimdilik 1.000,00 TL üzerinden hüküm kurulmasını istemiş olup bu yöndeki istemin HMK'nın 109. maddesi çerçevesinde bir kısmi dava niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kısmi dava, işlemeye başlamış olan zamanaşımını sadece kısmi davaya konu edilen tutar bakımından kesmekte olup talep edilmeyen kesime yönelik zamanaşımın kısmi dava ile kesilmesi söz konusu değildir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay bakımından kısmi davaya konu 1.000.-TL dışında kalan ecrimisil alacağı bakımından zamanaşımının kesildiğinden söz edilemeyeceğinden, davacı yanın 15.10.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talepte bulunduğu dava açılmayan kullanma bedeline yönelik kısım için zamanaşımının işlemeye devam ettiği, bir başka deyişle 30.03.2007 ile 15.10.2007 tarih aralığındaki ecrimisil alacağı bakımından dava zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla bu tarih aralığına tesadüf eden kullanma bedeline yönelik istemin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddi gerekirken zamanaşımı def'inin tümüyle reddedilmesi suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.