Esas No: 2020/7642
Karar No: 2022/591
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7642 Esas 2022/591 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalının şirketin diğer ortağından ayrılması öncesi şirkete ait olan bir makineyi aldığı ancak ödeme yapmadığı iddiasıyla dava açılmıştır. Mahkeme, davalının belli bir tutar ödeme yaptığını ve kalan borcun infaz aşamasında dikkate alınması gerektiğine karar verdi. Ancak Yargıtay, davalının yaptığı ödemenin borcu sona erdirmesi gerektiğini savunarak kararı bozdu. Ayrıca, maddi tazminat davalarına yönelik AAÜT 13/3 maddesi uyarınca davalı yararına Tarife'de öngörülenden daha düşük tutarda vekalet ücreti hükmedilmesinin de doğru olmadığı belirtildi. Kanun maddeleri ise TBK m.100/1 ve AAÜT 13/3'tür.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.09.2020 tarih ve 2017/808 E. - 2020/349 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirket ortaklığından ayrılmasından önce şirketin diğer ortağı İskender ... tarafından şirkete ait olan Tabanlık Makinası'nın davalıya 26.02.2013 tarihinde 76.000.- TL bedelli fatura ile satılarak teslim edildiğini, davalı tarafından bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 76.000.- TL alacaklarının fatura düzenleme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin eski ortağı olan müvekkilinin davacıya ait makineyi satın aldığını, satış bedeline karşılık olarak davacı şirketin kredi borcunu ödediğini, fatura bedelinden sadece 1.770,85 TL borcu kaldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ...'ın şirkette mevcut 15.000.- TL hissesini hisse devir ve temlik sözleşmesi ile ...'a devrettiği ve devrinin 22/03/2013 tarihinde tescil edildiği, hükme elverişli bilirkişi raporunda 25/02/2013 fatura tanzim tarihinden önce yapılan 13/02/2013 tarihli 1 ve 2 nolu "Kredi Tahsilatı" açıklamaları toplamı 3.787,15 TL’nin, fatura bedeline ilişkin bir ödeme olmadığı, tabloda 3, 4, 5 ve 6 nolu ödemelerin, dekont ve ekstre açıklamalarında da görüldüğü üzere, davacı şirketin bankadan kullanmış olduğu kredi ödemelerine ilişkin olduğu 1 ve 2 nolu ödemeler ile 3, 4, 5 ve 6 nolu ödemeler toplamı 11.494,06 TL’nin fatura bedeline karşılık yapılan bir ödeme olmadığı, tablodaki 7-17 numaralı tahsilatların toplamının 48.100,00 TL olduğu, ödemelere ilişkin dekont ve ekstre açıklamalarında, "CNC Makine Ödemesi" olarak yatırıldığı, dava tarihi itibariyle davalının fatura bedeline karşılık ödemiş olduğu toplam 48.100,00 TL turarın fatura bedeli 76.000,00 TL’den mahsup edildiğinde, davacının davalıdan 27.900,00 TL bakiye alacağı kaldığı, davalı tarafından dava tarihi olan 24/06/2014 tarihinden sonra yapılan toplam 15.669,85 TL'nin de asıl alacaktan mahsup edilmesine ilişkin itirazının ödemenin dava tarihinden sonra yapıldığı sabit olmakla TBK m.100/1 kapsamında değerlendirilemeyeceği infaz aşamasında dikkate alınacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 27.900 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile dava tarihinden sonra yapılan 17/09/2014 tarihli 13.899,00 TL ve 13/05/2015 tarihli 1.770,85 TL ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
1-Dava; davalının davacı şirkete ortak olduğu dönemde kendisine satışı yapılan tabanlık makinası bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece dava tarihine kadar davalı tarafından 48.100,00 TL ödeme yapıldığı ve dava tarihinden sonra yapılan 15.669,85 TL'nin ise infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 27.900,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davalı ..., cevap dilekçesi ile sair yazılı ve sözlü beyanlarıyla dava konusu makine satımından kaynaklı borcunu gerek doğrudan ve gerekse de davacı şirketin kredi taksitlerini ödemek suretiyle ödemiş bulunduğunu savunmuştur. Davalının bu savunması, davacıya ait bir borcun üstlenilmesi ve alacaklısına ödenmesi suretiyle davalı nezdinde oluşan alacağın davacıya olan satım bedeline ilişkin borcu ile takas edildiğine yönelik olup sabit olması halinde borcu sona erdirmesi gerektiği kuşkusuzdur. Davacı tarafça davalının bu yöndeki ödemelerinin kişisel bir borcuna karşılık yapıldığı, kredi ödemelerinin şirket mal varlığından yapıldığı yahut davalının takasa konu ettiği bu alacağıyla ilgili olarak iç üstlenme sözleşmesinde kendisinin bir edim üstlendiği ya da taraflar arasında başkaca bir borç doğuran ilişkinin varlığı ileri sürülüp kanıtlanamadığı da gözetildiğinde, davacının dava tarihine kadar doğrudan yahut alacağıyla takas etmek suretiyle yapmış bütün ödemelerin hesaplanarak dava tarihi itibariyle davalının davacıya ne kadar borcunun kaldığı saptanıp bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalının davacının borcunu üstlenmesi suretiyle yaptığı ödemelerin tutarı nazara alınmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de, davalı ...'nın 17.09.2014 tarihinde 13.889,00TL, 13.05.2015 tarihinde ise 1.770,85 TL olmak üzere toplam 15.669,85 TL elden ödeme yaptığı, bu tutardaki ödemenin dava tarihinden sonra yapıldığı sabit olduğuna göre, bu miktar yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde karar verilmesi doğru olmadığı gibi uyuşmazlığın ticari satımdan kaynaklı bir alacak davası olduğu hususu gözetilmeksizin davalı aleyhine olacak şekilde, maddi tazminat davalarına yönelik AAÜT 13/3 maddesi uyarınca davalı yararına Tarife'de öngörülenden daha düşük tutarda vekalet ücreti hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.