Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/493
Karar No: 2017/7803
Karar Tarihi: 18.9.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/493 Esas 2017/7803 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/493 E.  ,  2017/7803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların işleteni/ maliki/ sürücüsü olduğu aracın geri manevra yaparken davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, birçok tedavi masrafı yapan ve bakıma muhtaç hale gelen davacının ayrıca işgücü kaybına uğradığını, kazadan önce oyunculuk yapan davacının aylık kazancının 2.000,00 TL. olduğunu, yaralanması nedeniyle manevi zarara da uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 21.04.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 6.937,75 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekili, kazayı yapan aracın davalı şirket tarafından üstlenilen işte kullanılmadığını ve araç maliki de olmayan davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yaşı itibariyle kazanç kaybına uğramasının mümkün olmadığını, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 6.937,75 TL. maddi ve 5.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur tespitinin enimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; ayrıca, manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (eski BK 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalılar vekilinin, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarını reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacıya çarparak zarara neden olan aracın, davalı ... Ltd. Şti"nin taşıma işlerinde kullanıldığı iddiasıyla, bu davalının da araç işleteni sıfatıyla zarardan sorumlu olduğunu belirterek davalıya husumet yöneltmiş; davalı şirket vekili, aracın davalının işlerinde kullanılmadığını savunmuş; mahkeme ise, herhangi bir gerekçe göstermeksizin, davalı şirketin de zarardan sorumluluğuna hükmetmiştir.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    O halde; davalı ... Ltd. Şti"nin maliki olmadığı, şirketin uzun süreli tasarruf imkanı sağlayan bir hakka dayalı olarak araç üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığı; davalının, yukarıda anılan 2918 sayılı KTK"nun 3. maddesinde ifade olunan ve işleten sıfatının kazanılmasına vücut veren sıfatlardan hiçbirine sahip olmadığı; davacı tarafından iddia olunan özel ..."nin taşımacılık işlerinin dava dışı ...Ltd. Şti. tarafından yürütüldüğünün gelen yazı cevapları ile sabit olduğu gözetilerek; davalı ... Ltd. Şti"nin araç işleteni sıfatı hakkında bir değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz biçimde bu davalının da zarardan sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Mahkeme tarafından davacı taraf lehine hüküm altına alınan maddi tazminat bedeli içinde, davacının 3 aylık iyileşme süresi olarak belirlenen döneme ait 3.040,31 TL. geçici işgöremezlik zararı da bulunmaktadır. Bu zarara ilişkin hesaplamanın yapıldığı 18.03.2014 tarihli bilirkişi heyet raporu incelendiğinde; yaşı itibariyle pasif devrede bulunan davacı için, hem asgari ücret üzerinden belirlenen 1.540,31 TL"nin hem de davacının yaptığı oyunculuk işinden kaynaklanan geliri üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL"nin yer aldığı görülmektedir. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplama hatalı olup hatalı tespite dayalı bu rapora göre karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece, kaza tarihindeki yaşı itibariyle pasif dönemde bulunan davacı için geçici işgöremezlik tazminatı hesabında, davacının asgari ücretin üzerinde bir geliri bulunmadığı da gözetilmek suretiyle, asgari ücretten hesaplanan bedelin hüküm altına alınması gerekirken, hatalı tespitler içeren rapora göre, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    4-Davacı taraf, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle yapılan tedavi giderleri ile birlikte gelecekte yapılması gereken tedaviler için gerekli giderlerin de tahsilini istemiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda; davacının kaza nedeniyle dudağında oluşan deformasyonun giderilmesi için özel hastane tarafından teklif edilen 3.000,00 TL. de dahil edilerek tedavi gideri hesabı yapılmış, bu bedel mahkemece hüküm altına alınmıştır. Davacının dudağında oluşan yaralanmasının mahiyeti ile bunun giderilmesi için yapılması gereken tedavinin ne olacağı konusunda hiçbir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    İfade olunan sebeplerle, davacının kaza nedeniyle dudağında oluşan yaralanmanın mahiyetinin ne olduğu, kalıcı iz yaratacak ve estetik müdahale de yapılarak düzeltilmesi gereken mahiyette olup olmadığı; tedavinin gerekliliğinin tespiti halinde ise, bedelinin ne olacağı konusunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 18.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi