5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/524 Karar No: 2019/17711 Karar Tarihi: 06.11.2019
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/524 Esas 2019/17711 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/524 E. , 2019/17711 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırı altında olduğundan reddine karar verildikten sonra, davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 1-... Belediye Başkanlığı"nın 10.11.2015 tarih ve 765 sayılı yazısına göre; dava konusu taşınmazın belediye sınırları içinde olduğu, belediye hizmetlerinden yararlandığı ve etrafının meskun olduğu bildirilmiş ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü"nün parsel sorgulama uygulama sitesinden edinilen bilgilerden etrafının meskun olduğu görülmüş olup, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın arazi vasfında değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi,Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi uyarınca bilirkişi kurulu oluşturulmadan tek bilirkişiden alınan rapor geçersizdir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Dosyada mevcut 23.03.2015 tarihli raporda dolgu alanının 1185 m² olduğu belirtildiği halde, 11.01.2016 tarihli raporda bu alanın 893,52 m² olarak belirtilmesi nedeniyle taşınmazın fiilen el atılan bölümünün yüzölçümüne ilişkin raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra dava konusu taşınmaza köprü yapımı ve yol kenarına dolgu yapmak suretiyle el atıldığı gözetildiğinde bu kısmında bedeline hükmedilmesi gerekirken sadece köprü ayağının kapladığı 45,39 m²"lik kısmı hesap eden bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.