Esas No: 2020/6751
Karar No: 2022/608
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6751 Esas 2022/608 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6751 E. , 2022/608 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Tüketici Mahkemesince verilen 07.11.2018 tarih ve 2016/1259 E. - 2018/633 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı Alternatif Bank A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 29.06.2020 tarih ve 2019/1018 E. - 2020/753 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı Alternatif Bank A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı ... arasında konut kredisi sözleşmesi düzenlendiğini, satın alınmak istenen konut üzerinde davalı olan diğer banka yararına ipotek bulunduğunu anlamaları üzerine ipotek bedelinin yatırılarak davalı Alternatif Bank A.Ş. yararına konulan ipoteğin kaldırılmasının amaçlandığını, bu nedenle adı geçen davalıya ne tutarda ödeme yapmak gerektiğinin sorulduğunu, ancak Alternatif Bank A.Ş.'nin verdiği cevapta davacının satın aldığı 12 numaralı bağımsız bölüm yerine 11 numaralı bağımsız bölümle ilgili bilgi verdiğini, davacı tarafından 172.970,00 TL ödeme yapılarak banka ipoteğinin kaldırılmasının hedeflendiğini ancak 12 yerine 11 numaralı bağımsız bölümdeki ipotek kaldırıldığı için davacı tarafından satın alınan taşınmazın üzerindeki ipoteğin devam ettiğini, ardından Alternatif Bank A.Ş. tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı ...'nın ikinci derece ipotek sahibi olduğunu, adı geçen banka birinci derece ipoteğe geçemediği için davacının diğer dereceleri ticari işlerinde kullanamadığını ileri sürerek, davacının hakkındaki icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, 12 numaralı bağımsız bölümdeki Alternatif Bank A.Ş. lehine bulunan ipoteğin fekkine, bu talepler yerinde görülmediği takdirde sebepsiz kalan 172.970,00 TL'nin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Alternatif Bank A.Ş. vekili, davacının satın aldığı 12 numaralı bağımsız bölüm için davalı yararına yapılmış bir ödeme olmadığını, davalı tarafından sehven yapılmış bir ipotek fek işlemi bulunmadığını, Ziraat Bankası'nın 12 numaralı bağımsız bölüm için yaptığı talebe rağmen davalının 11 numaralı bağımsız bölüm için işlem yaptığı hususunun ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Ş. vekili, davalı ile davacı arasında menfaat ortaklığı söz konusu olduğundan, davalı olarak gösterilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davalı banka ile diğer davalı arasındaki yazışmalar ile borç tutarının belirlendiğini ve davacı tarafça ödeme yapıldığını, davalı Alternatif Bank'ın kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı ...'ın davaya konu 12 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönünde dosya kapsamında herhangi bir taahhüdünün bulunmadığı, mahkemece alınan hatalı tespitler içeren bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ancak davacının 14/07/2015 tarihinde 172.970,00 TL'yi davalı ...'a ödediğinin sabit olduğu, davacının ipotek borcu devam etmekle birlikte söz konusu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacıya iadesinin gerektiği, davacının tüketici sıfatının bulunduğu, davalılardan Ziraat Bankasının menfi tespit ve ipoteğin fekki ile ödenen bedelin iadesi yönündeki davacı talepleri açısından husumetinin bulunmadığı, davacının terditli taleplerinden menfi tespit ve ipoteğin fekki taleplerinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davacının menfi tespit ve ipoteğin fekki taleplerinin reddine, davanın davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının sebepsiz yere ödediği 172.970,00 TL'nin davalı Alternatif Bank A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı Alternatif Bank A.Ş vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının kendisi ile ilgisi bulunmayan bir başka taşınmaz üzerindeki ipotek borcunu ödemek durumunda kalmış olup, davalı Alternatif Bank'ın olay nedeniyle kusurunun bulunmadığı anlaşılsa dahi sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacı tarafça ödenen tutarı iade ile sorumlu olduğu kanaatine varıldığından davalı ...Ş. vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun reddi gerektiği, davalı Alternatif Bank A.Ş.'nin yaptığı iş ve işlemler itibariyle herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve bunun sonucu olarak 12 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipotek kaydı ve alacağın devam ettiği, adı geçen bankanın ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı ile davalı ... arasında tüketici kredisi ilişkisi bulunduğu, ipotek alacaklısının ve sebepsiz olarak zenginleşen tarafın diğer davalı olduğu, eldeki talepler yönünden davalı ...'na husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığı, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin ve Alternatifbank A.Ş. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı Alternatif Bank A.Ş vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan alınan temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 8.861,68 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Alternatif Bank A.Ş'den alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir. Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.