16. Hukuk Dairesi 2014/15640 E. , 2015/2577 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ..... Köyü çalışma alanında bulunan 201 ada 19 parsel sayılı 2.367,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir kısmının kendisine ait 201 ada 20 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi, bir kısmının ortak yol olarak ayrılması gerektiği iddiasıyla tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 201 ada 19 nolu parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 72,17 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacıya ait 201 ada 20 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Anayasanın 141. maddesinde ifadesini bulan bu ilke, mahkemelerce verilen kararların gerekçelerinin açıklanmasını gerektirmektedir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 (1086 sayılı Kanun 388). maddesi de kararın “gerekçe” içermesini zorunlu kılmaktadır. Anılan madde uyarınca gerekçe, “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” ifade etmektedir. Başka bir deyişle gerekçe; hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunludur. Hüküm fıkrasında varılan sonucun nedenlerini açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi gerekçenin farklı bir sonuca ilişkin bulunması da yargılamanın açıklığı prensibiyle doğrudan çelişmektedir. Diğer taraftan 10.04.1992 tarih, 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Bileştirme Kararı da kısa karar ile gerekçeli kararın uyumlu olmasını öngörmektedir.
Somut olayda; mahkemece, son duruşmada açıklanan kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, davacının davasının kabul edildiği belirtilerek ..... İlçesi ...... Köyünde bulunan çekişmeli 201 ada 19 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 72,17 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacıya ait 201 ada 20 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; hükmün gerekçesinde, dava konusu olmayan ..... İlçesi ....... Köyünde bulunan 269 ada 16 ve 222 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davadan bahsedilerek, bu konuda değerlendirmede bulunulmak suretiyle 222 ada 4 nolu parsel ile ilgili olarak davacının feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, 269 ada 16 parsel ile ilgili davada davacının talebini genişlettiği ve parselin tamamında hak iddia ettiği, davalının da davanın genişletilmesine, ıslaha ve buna bağlı olarak davayı kabul ettiği beyan ettiği anlaşılmakla 269 ada 16 parselin tapu kaydının tamamının iptali ile davacı .... adına tapuya tesciline karar vermek gerektiği açıklanmış olmakla hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı prensibine aykırı olduğu gibi 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine ve 10.04.1992 tarih, 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Bileştirme Kararı’na da aykırı bulunmaktadır. Davalı ...’nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.