16. Hukuk Dairesi 2014/15626 E. , 2015/2574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ...... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol vasfında olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kırmızı renkli kalemle sınırları belirtilen 137,10 metrekarelik kısmın davacıya ait 124 ada 14 parsele eklenmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1992 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol vasfında olması nedeniyle tespit harici bırakılan yerlerdendir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın, kendi adına kayıtlı 124 ada 14 parsel sayılı taşınmazın parçası olduğunu belirtmiş ve bahsi geçen parselle birleştirilerek adına tescili isteğinde bulunmuştur. Keşif anında dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının anlatımları soyut nitelikte olup taşınmaz üzerindeki zilyetliği belirlemeye yeterli değildir. Taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi yöntemince araştırılmamış, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Ayrıca, mahkemece, mahallinde yapılan keşfe zirai bilirkişi götürülerek taşınmazın niteliği hakkında rapor alınmamış, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile ekonomik amaca uygun zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmemiş ve 4721 sayılı Medeni Kanun"un 713/4. maddesinde gösterilen yasal ilanlar yaptırılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle, TMK"nın 713/4. maddesi uyarınca gerekli ilanlar yaptırılmalı, bundan sonra, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi, taraf tanıkları, fen ve zirai bilirkişi katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin, niteliğinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, zirai bilirkişiden arazinin toprak yapısı, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü değerlendiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek fotoğraflar çekilmeli ve fen bilirkişisinden keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.