Esas No: 2016/14168
Karar No: 2020/5435
Karar Tarihi: 09.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/14168 Esas 2020/5435 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14168
Karar No : 2020/5435
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, araç alım satımı faaliyeti nedeniyle ticari kazanç elde ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden re'sen tarh edilen 2010/10 dönemine ilişkin katma değer vergisi ile kesilen tek kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 2010 yılında 39 adet, 2011 yılında 68 adet araç alıp sattığının tespiti üzerine adına mükellefiyet tesis edildiği, katma değer vergisi beyannamesini vermediğinden hareketle takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonu kararı uyarınca kasko değerinin üzerine %2 komisyon ücreti ilave edilmek suretiyle takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyatın yapıldığı, olayda, davacının birden fazla dönemde ve birçok araç alış ve satışı faaliyetinde bulunduğu dikkate alındığında anılan faaliyetinin ticari mahiyette olduğu, davalı idare tarafından satışı yapılan araçların satış bedellerinin belirlenmesi amacıyla noter alış ve satış senetlerinin talep edilerek ibrazı istenilmesine rağmen ibraz edilmediği, Türkiye Sigorta Birliğine gönderilen liste ile davacının satışını yaptığı araçların kasko değerinin gönderilmesinin istenildiği, Türkiye Sigorta Birliği tarafından gönderilen kasko değerlerine %2 fark eklenmek suretiyle satış bedellerinin belirlendiği, takdir komisyonunca bu bedel esas alınmak suretiyle dönem matrahının belirlendiği, dönem matrahına %18 katma değer vergisi oranı uygulanarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından belirlenen kasko değerlerinin, piyasa fiyatları göz önüne alınarak saptanması, sigorta ettirenler ve sigorta edenler tarafından kabul gören fiyatlar olması, noterde yapılan araç satışlarında gerçek satış bedelinin beyan edilmemesi durumunda da satış bedeli olarak kabul edilmesi karşısında iktisadi ve ticari icapları uygun olduğu sonucuna varıldığından araçların daha düşük bedellerle satıldığının ispat yükünün davacıya ait olduğu, öte yandan araç satışlarının fazlalığı, aracın birkaç kez el değiştirmesi, satış sonrası değerinde değişiklikler olması, Trafik Tescil Memurluğuna satış bedelinin noterlerce bildirilmemesi, araçların hangi noterlerde satıldığının tespitinin her zaman mümkün olmaması, noterlerin satış bilgilerini vergi dairelerine göndermemeleri vb. sebepler nedeniyle gerçek satış bedellerinin tespit edilememesi karşısında ispat yükünün davalı idareye yüklenmesinin hukuka uygun olmadığı, uyuşmazlıkta ticari faaliyette bulunan dolayısıyla basiretli bir tacir olarak gelir ve giderlerini belgelendirmesi gereken davacı tarafından satışı yapılan araçlara ilişkin belirlenen kasko değerlerinden daha düşük fiyatlara satıldığını tevsik eden noter satış belgelerinin, varsa satış faturalarının ve ayrıca kasko değerlerinden daha düşük değere satılabilecek bir durumun olup olmadığını tevsik edecek bilgi belgenin istenilmesi yönünde Mahkemelerinin 2015/1334 esas sayılı dosyasında yapılan ara kararına davacı tarafından hiçbir cevap verilmediği, bu durumda, davalı idarece söz konusu satışı yapılan araçlar için gereken araştırmanın yapılarak kasko değerinin somut olarak belirlenmesi, ispat yükü üzerine düşen davacı tarafından satışı yapılan ikinci el otomobillere ilişkin olarak beyanda bulunulmamış olması nedeniyle, kasko değerleri dikkate alınmak suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir komisyonu tarafından kasko değerini aşan %2'lik kısmın ise gelir vergisi matrahında kazancın tespitinde uygulanan oran olduğu, katma değer vergisinde matrahın malın teslim bedeli olması, davacının her aracın satışında ayrıca %2 komisyon geliri elde ettiğine dair somut bir tespit bulunmaması nedeniyle kasko değerini aşan % 2'lik kısımda ise hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, 24/12/2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında kullanılmış olan insan taşıma amaçlı motorlu taşıtların tesliminde katma değer vergisi oranı %1 olarak belirlenmiş olup, davacının oto alım satım faaliyeti işiyle iştigal ettiği göz önüne alındığında, davacının beyan dışı bıraktığı tespit edilen kullanılmış otomobil teslimi için katma değer vergisinin %1 oranında hesaplanması gerektiği sonucuna varılmış olup, kasko değerini aşan %2'lik kısım hariç olmak üzere kasko değeri baz alınarak re'sen takdir edilen matrah üzerinden %1 oranında tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, takdir komisyonunca hiçbir araştırma yapılmadan noter satış senedi üzerinde bulunan kasko değerleri üzerinden matrah takdir edildiği, söz konusu hususun re'sen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceği, satışı yapılan her aracın bedelinin kendi koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, aracın daha önce kaza geçirip geçirmediği, araçta montaj hatası olup olmadığı, aracın kaç kilometre yol aldığı vb. hususlar yönünden değerlendirme ve araştırma yapılmadığı, serbest piyasa koşullarında ikinci el araçların kasko sigorta bedelinden aşağı veya yukarı bedelle satılmasının mümkün olduğu, 193 sayılı Kanunda gerçek kazancın vergilendirilmesinin amaçlandığı, takdir komisyonunca aracı satın alan nezdinde araştırma yapılmadığı, 170 nolu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalarda kasko bedelinin tek başına dikkate alınmayacağı, sadece yardımcı bir delil olarak dikkate alınacağı hususunun açıkça belirtildiği, takdir komisyonunun defter belge isteme, inceleme yapma, diğer kamu veya özel kurumlardan bilgi ve belge isteme yetkilerini haiz olduğu, ancak somut olayda araç satışı yapılan kişilerden bilgi ve belge istenilmeden, diğer bir ifadeyle yasanın tanıdığı yetkiler kullanılmadan doğrudan matrah takdir edildiği, davadaki haklılık oranı gözetilmeden ödenmesine karar verilen katma değer vergisinden daha fazla ve her bir dava için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin kamu vicdanına, yasalara, Anayasaca güvence altına alınan hak arama ve adil yargılanma ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.