Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18119
Karar No: 2019/6122
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18119 Esas 2019/6122 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/18119 E.  ,  2019/6122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalıdan 17.12.2003 tarihli ...Satış Sözleşmesi ile ... ilçesi ... köyü, ... mevkinde bulunan 1.000 m2’lik kısmı satın aldığını, karşılığında 14.000 TL’yi davalıya peşin olarak verdiğini, sözleşmenin 3.md’sine göre taşınmazın tapusuz olması nedeniyle tapuda devir işleminin tesis edilemediğini, eğer ileride bir sıkıntı çıkarsa kadastrodan tapulanması sağlanmazsa satıcının alıcının zararlarını karşılayacağının belirtildiğini, ancak söz konusu yerin kadastrodan davacı adına tespit gördükten sonra kadastro tespitine itiraz davası açıldığı ve ... Kadastro Mahkemesinin 2012/89 Esas 2012/552 Karar sayılı dosyası ile verilen kararla tespitin iptal olduğunu, taşınmazın yayla olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verildiği kararın 14/02/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Sözleşmede tapunun alınamaması sebebiyle doğabilecek ihtilaflarda satıcının sorumlu olacağının; bedelin iade edileceğinin ve cezai şart olarak 25.000 Euronun alıcıya ödeneceğinin düzenlendiği, ihtara rağmen söz konusu bedelin kendisine ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödenen 14.000 TL"nin ihtarname tarihi olan 06/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte, 25.000 Euro (57.982,50-TL) olarak kararlaştırılan cezai şartın ihtarname tarihi olan 06/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, cezai şart talebinin kabul edilmemesi halinde 1.000 m2 taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin ihtarname tarihi olan 06/02/2012 tarihinden bu yana işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19/03/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 38.826,43TL’ye yükseltmiştir
    Davalı, taşınmazın davacı tarafından kaderine terk edildiğini yani davacının kendi kusurunun söz konusu olduğunu, taşınmazın bedeline nispeten belirlenen cezai şartın aşırı nispetsizliğin söz konusu olduğunu ifade ederek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 38.826,43-TL"nin "4.711,56-TL"sine ihtarname ile verilen sürenin sonundan (20/02/2012 tarihinden) itibaren işleyecek, "9.288,00-TL"sine dava tarihinden itibaren işleyecek, kalan kısmının ise ıslah tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Cezai şart talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre her iki tarafın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-09/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda satım bedeli olan 14.000 TL’nin dava tarihinde ulaştığı değerin 38.826,43-TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu değer esas alınarak dava tarihi ve ıslah tarihi göz önüne alınarak sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince 38.826,43-TL"nin "4.711,56-TL"sine ihtarname ile verilen sürenin sonundan (20/02/2012 tarihinden) itibaren işleyecek, "9.288,00-TL"sine dava tarihinden itibaren işleyecek, kalan kısmının ise ıslah tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her ne kadar davalı tarafça taşınmazın ifasının imkansız hale gelmiş olmasının sebebinin davacının bu taşınmazı kullanmaması olduğu iddia edilmiş ise de yaylaların imar ihya yoluyla iktisabının mümkün olmaması nedeniyle davalının satım bedelinden sorumlu olmadığına ilişkin iddialarına itibar edilmemesi gerektiği kanaatine varılmış, son olarak Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin 1. fıkrasında, "Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir cezai şart kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.." hükmü gereği alacaklının hem borcun hem de cezanın ifasını talep edemeyeceğini, taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın ‘ifa yerine geçen cezai şart’ olup somut olayda koşulları oluşmadığından davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında imzalanan satıcının davalı ... ,alıcının davacı ... olduğu 17.12.2013 tarihli ‘Harici Taşınmaz Satış Sözleşmesi’nin ‘3.maddesinde: Taşınmazın tapusuz oluşu sebebiyle tapuda devir işleminin tesis edilemediği, eğer ileride bu yerde problem çıkar ve kadastrodan tapulanması sağlanamazsa satıcının alıcının zararlarını karşılayacağı’, ‘4.maddesinde: İlerde herhangi bir nedenle doğabilecek ihtilaflarda satıcının sorumluluğunun; a.)Satıcı öncelikle satım bedeli olarak almış olduğu 14.000 YTL’yi iade edeceğini,...c.) Cezai şart olarak 25.000 Euro alıcıya ödeyeceğinin, hüküm altına alınmış olduğu görülmüştür.’
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 179. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Anılan maddenin 1. fıkrasında seçimlik şart, 2. fıkrasında ise ifaya eklenen şart düzenlenmiştir. Seçimlik şartın düzenlendiği Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin 1. fıkrasında "Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir cezai şart kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir." hükmü mevcut olup, madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere sözleşme hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği takdirde aksine kararlaştırma yoksa alacaklı ya edimin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. İkisini bir arada talep etmesi mümkün değildir. Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen "Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” hükmününe göre ise, alacaklı akdin ifası ile birlikte cezai şartın ödenmesini de talep edebilir.
    Mahkemece taraflar arasında imzalanan 17.12.2013 tarihli sözleşmenin 4-c maddesi uyarınca cezai şartın ‘ifa yerine geçen cezai şart’ olduğundan bahisle cezai şart talebinin reddine karar verilmişse de, cezai şartla ilgili taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4. maddesinde, hangi şartların oluşması halinde cezai şart ödeneceğine dair bir ibare bulunmadığından bu gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken; cezai şartın ‘ifa yerine geçen cezai şart’ olduğundan bahisle cezai şart talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 (HMK"un 370) maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; her iki tarafın temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca sonuç itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin yukarıdaki belirtilen şekilde düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi