Esas No: 2016/13764
Karar No: 2020/5515
Karar Tarihi: 09.12.2020
Danıştay 8. Daire 2016/13764 Esas 2020/5515 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/13764
Karar No : 2020/5515
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): ... Defterdarlığı ... Dairesi Başkanlığı
Vekili: Av. ...
Karşı Taraf (Davacı): ...
Vekili: Av. ...
İstemin Özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: ...
Düşüncesi: İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi'nde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; ... tarihli ve E: ..., K: ... sayılı davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın Dairemizin 08/12/2015 gün ve E:2015/4191, K:2015/11659 sayılı kararı ile bozulması üzerine anılan bozma kararına uyularak; dava dosyasındaki tapu kaydının incelenmesinden; söz konusu taşınmazın "tamamı ... kızı H. T. mülkyetinde iken bu kerre ... tarihli ve ... yev. nolu ... lehine müesses 60.000 TL'lik satış vaadine istinaden ... Asliye Hukuk Hakimliği'nin ... tarihli E: ..., K: ... sayılı kararına istinaden davacı adına tescil edildiği, ayrıca, ... Kadastro Mahkemesi'nin ... tarihinde kesinleşen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla taşınmazın kadastro sırasında Hazine adına tespit gördüğü, davacı adına zilyetlik şerhinin iptal edildiği ve bu durumun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, bu durumda; davacının 6292 sayılı Yasa'nın 7. maddesi uyarınca hak sahibi olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi'nde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın, 2/B niteliğinde olduğu ve 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca bedelsiz olarak tarafına iadesi istemiyle yaptığı başvurunun ... tarih ve ... sayılı İstanbul Defterdarlığı Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacıların iade talebine konu ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada ve ... parsel sayılı taşınmazın 11.10.1984 tarihli dosyada mübrez tapu senetlerine göre tamamının satın alan davacılar adına kayıtlı olduğu, davacılar tarafından kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine ... Kadastro Mahkemesinde görülen E: ... sayılı dava dosyasında verilen ... tarih ve K: ... sayılı kararda; dava konusu taşınmazın 1943 yılında orman olarak sınırlandırıldıktan sonra 1944 yılında iskanen tahsis yoluyla dağıtıma tabi tutularak gerçek kişiler adına tapu kaydı oluşturulduğu, devlet ormanı olarak sınırlandırıldıktan sonra orman sınırları dışına çıkarılmadıkça özel mülkiyet konusu yapılmasının mümkün olmadığı, 2510 sayılı Yasanın 8. maddesinin ormanların dağıtıma tabi tutulmasını yasakladığı, buna rağmen yapılan dağıtım sonucu oluşturulmuş bulunan tapu kayıtlarını geçerli kabul etmenin mümkün olmadığı, bu duruma göre davacı adına oluşturulmuş tapu kaydının hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığından bahisle dava konusu taşınmazın tespit gibi hazine adına tesciline karar verildiği, anılan kararın 06.12.1995 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca, 14.05.2012 tarihli dilekçe ile taşınmazın bedelsiz iadesi talep edilmiş ve bu talep davalı İstanbul Defterdarlığınca, Milli Emlak Denetmeni tarafından tanzim edilen rapor uyarınca, dava konusu taşınmazın da aralarında bulunduğu 20 taşınmazın kadastro sonrası şahıslar adına oluşan tapu kayıtlarının bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
Yukarıda söz edilen 6292 sayılı Kanunun 7.maddesi uyarınca bir taşınmazın iade edilebilecek taşınmazlardan olabilmesi için ilk önce; ilgiler adına tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulmuş bir tapunun olması ve bu oluşan tapunun hukuken geçerli ve usulüne uygun olarak oluşturulmuş olması gerekmektedir. Zira Türk Medeni Kanununun kabul ettiği sisteme göre tapuya tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tesciller, yolsuz tescil niteliğinde olup sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. Daha sonra ise usulüne uygun olarak tapusu düzenlenmiş olan taşınmazların Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak tapu kütüğüne 2/A veya 2/B belirtmesinin konulması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta ise; ... Kadastro Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararından; söz konusu taşınmazın 1943 yılında Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı, daha sonra ise iskan tahsisi yoluyla kişilere verilerek adlarına tapu kaydı oluşturulduğu anlaşılmıştır. Anayasamızın 169. maddesi gereği tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olan taşınmaz özel mülkiyete konu olamaz. Bu şekilde kişi adına yapılan tesciller yolsuz tescil niteliğinde olup yok hükmünde kabul edildiğinden; yolsuz tescille, kamu malı niteliğinde olan taşınmazların özel mülkiyete dönüştürülerek hukuksal niteliklerinin değiştirilmesi de hukuken mümkün değildir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan şekilde tapusu oluşturulan dava konusu taşınmaza satın alma yoluyla malik olan davacının mülkiyet hakkını hiçbir zaman elde edemediği, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında bedelsiz olarak iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.