18. Ceza Dairesi 2015/33624 E. , 2016/2686 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1. 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair (kapatılan) Kadınhanı Sulh Ceza Mahkemesinin 23/03/2011 tarihli ve 2010/246 esas, 2011/62 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içinde kasten bir suç işlemesi üzerine hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500.00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2015 tarihli ve 2015/27 esas, 2015/131 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2015 gün ve 352365 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, somut olayda sanığın denetim süresi içinde kasten işlediği bir suçtan kesin nitelikte adli para cezasına mahkumiyet kararı verildiğinin ihbar edilmesi üzerine, mahkemesince dosyanın yeni bir esasa kaydedildiği ancak duruşma açılmadan ve sanığa savunmasını bildirmek üzere tebligat gönderilmeden tensip zaptı ile önceki hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmış ise de. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesinde düzenlenen "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denet imli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme. kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. " şeklindeki hükme göre, mahkemenin duruşma açarak sanığa savunmasını bildirmek üzere tebligat göndermesi ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunu değerlendirmesi gerektiği, ancak usulüne uygun tebligata rağmen gelmeyen sanık hakkında savunmasını almadan da hükmün açıklanabileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan ve tebligat gönderilmeden savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece duruşma açılarak, sanığın duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorularak yapılan yargılama sonucuna göre aynı Kanunun 230. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında bulunması gereken bütün hususlar da gözetilerek yeniden hüküm kurulması ve bu hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde sanık duruşmaya davet edilmeksizin karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2015 tarihli ve 2015/27 esas, 2015/131 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 15.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.