18. Ceza Dairesi 2015/31446 E. , 2016/2681 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit, kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1 .cümle, 86/2, 86/3-c-e, 35, 125/1, 125/3-a, 125/4, 43/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis, 1.740,00 Türk lirası adlî para ve 10.650,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5 ay hapis cezasının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 110/2-c maddesi uyarınca konutta çektirilmesine dair, Kdz. Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/05/2014 tarihli ve 2013/216 esas, 2014/384 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2015 gün ve 352365 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
1- Hakaret suçundan temel cezanın doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince tayini yerine aynı Kanunun 125/1. maddesi ile belirlenip daha sonra artırılmasında,
2-5237 sayılı Kanunun 61. maddesinin 8. fıkrasındaki "Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur." şeklindeki düzenleme karşısında, temel ceza 365 gün karşılığı adlî para cezası olarak belirlenmesi gerekirken anılan Kanun hükmüne aykırı olarak 1 yıl hapis karşılığı adlî para cezası olarak belirlenmesinde,
3-Yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl veya daha az süreli hapis cezalarının konutta çektirilmesine, ilâmın kesinleştirilip infaz için ilgili yer Cumhuriyet başsavcılığına verilmesinden sonra karar verilebileceği gözetilmeden 5275 sayılı Kanunun 110. maddesine aykırı olarak 5 ay hapis cezasının konutta çektirilmesine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
TCK"nın 61/8. maddesi: “Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.” hükmünü,
TCK"nın 125/1. maddesi: “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü,
Aynı maddenin 3. fıkrası ise:
“Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” hükmünü içermektedir.
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken, TCK"nın 125/1. maddesi uygulanmadan doğrudan TCK"nın 125/3-a madddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.
TCK"nın 61/8. maddesine uyarınca adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, sonuç olarak ulaşılan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun 125/3-a maddesi uyarınca tercih edilen adli para cezası yıl olarak belirlenip artırım ve indirimler gün ve adli para cezası üzerinden yapılmak suretiyle, fazla ceza tayini de hukuka aykırı olmuştur.
Yine 5275 sayılı Kanun"un 110/2. maddesi: “Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı kalmak üzere;
a) Kadın veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları altı ay,
b) Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları bir yıl,
c) Yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl,
veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir.” hükmünü düzenlemiştir.
Bu madde uyarınca mahkemelerce hükmedilip kesinleşen ve yukarıdaki yasal süreler içerisinde kalan hapis cezalarının infazı aşamasında, cezanın konutta çektirilmesine ayrıca karar verilecektir, yoksa kurulacak mahkumiyet hükmünde, infaz hükümlerini düzenleyen 5275 sayılı Kanun"un 110/2. maddesinin doğrudan uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünceler yerinde görüldüğünden,
1- Kdz. Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/05/2014 tarihli ve 2013/216 esas, 2014/384 sayılı kararının, tehdit ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 15.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.