20. Hukuk Dairesi 2014/10188 E. , 2015/4252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında ... köyü, ... mevkii 280 ada 36 parsel sayılı 467,74 m² yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 37 parsel sayılı 595,26 m² yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 38 parsel sayılı 942,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 39 parsel sayılı 4448,77 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 40 parsel sayılı 3259,42 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 41 parsel sayılı 835,94 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ..., 280 ada 49 parsel sayılı 470,54 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ... adına tesbit edilmiştir.
Bilgilendirme askı ilânı içinde ... tarafından dava dışı 133 ada 1 ilâ 9, 138 ada 1 ilâ 12, 280 ada 38, 39, 40, 41 ve 49 parsellere ilişkin sulh hukuk mahkemesinin 25.05.1978 tarih ve 1975/647-215 sayılı kararına dayanılarak yapılan itiraz, kadastro komisyonunca mahkeme kararındaki kişilerin veya mirasçılarının zilyetliklerinin terki söz konusu olduğu, tesbit maliklerinin ise 20 yıl süreyle zilyetliklerinin devam edip etmediği konusunda kanaat oluşmadığı gerekçesiyle tesbitlerin iptali ile itiraza konu parsellerin tarla niteliğiyle ... adına tesbiti, kadastro tutanaklarındaki tesbit maliklerinin de beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilmelerine karar verilerek çekişmeli 280 ada 38, 39, 40, 41 ve 49 sayılı parseller ilâna çıkarılmıştır.
Davacılar ..., ... ve ... vekili, 26.02.2007 havale tarihli dilekçe ile, sulh hukuk mahkemesinin 25.05.1978 tarih ve 1975/647-215 sayılı kararına ve zilyetlik savına dayanarak 280 ada 36 ve 37 parsellerin kadastro tesbitlerinin, 280 ada 38, 39, 40, 41 ve 49 sayılı parsellerin ise komisyon tesbitlerinin iptali ile davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davacı ..., 06.02.2007 havale tarihli dilekçe ile, 1970 yılı harici satım senedi ve zilyetlik iddiasına dayalı olarak 280 ada 39 sayılı parselin komisyon tesbitinin iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davacı ..., 07.02.2007 havale tarihli dilekçe ile; mirasen intikal ile zilyetlik şartlarının yararına oluştuğu iddiasıyla 131 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında dava açılan parseli 280 ada 39 sayılı parsel olarak (HUMK madde 80) HMK"nın 183. maddesi uyarınca düzeltmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ayrı ayrı açılan davalar birleştirildikten sonra, davanın reddine, dava konusu 280 ada 36 ve 37 sayılı parsellerin tesbit gibi, 280 ada 38, 39, 40, 41 ve 49 sayılı parsellerin ise komisyon tesbiti gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından 280 ada 39, davacılar vekili tarafından 280 ada 36, 37, 38, 39, 40, 41 ve 49 sayılı parsellere yönelik temyiz edilmesi üzerine dairemizin 05/11/2013 tarih ve 2013/7634 – 9596 sayılı kararı ile hükmün 280 ada 36, 37, 38, 40, 41 ve 49 sayılı parseller yönünden onanmasına, 280 ada 39 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 280 ada 39 sayılı parsel yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay ilâmında özetle;
“1) Davacılar ..., ... ve ... vekilinin 280 ada 36, 37, 38, 40, 41 ve 49 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucu; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ancak, davacı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere ilişkin usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacılar ..., ... ve ... vekilinin 280 ada 39 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ancak, davacı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin çekişmeli 280 ada 39 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3) Davacı ..."in 280 ada 39 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi yönünden; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın ..."nın yakınında bulunduğu ve aynı özellikleri taşıdığı, öncesinde hayvan otlatılan alan iken 1990 yılından sonra kuru hububat tarımı yapılarak kullanıldığı, ancak, kullanımın kesintisiz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi hükme esas alınan ziraat bilirkişi ... 18/7/2012 havale tarihli raporunda taşınmaz üzerinde kuru hububat tarımı yapıldığı, açık renkli, kumlu-tınlı, su tutma kapasitesi nispeten düşük, orta derinlikte, humussuz toprak yapısında olduğu, aralıklarla kullanıldığı, imar ve ihyasının tam olarak tamamlanmadığının tespiti ile mevcut bitkisi örtüsü, toprak yapısı ve kullanım durumları ile beraber yapılan inceleme sonucunda taşınmazın özel mülkiyete tabi olabileceğine ilişkin kanaat belirtmiş olmasına rağmen, mahkemece alınan 12/10/2012 havale tarihli ek raporunda çekişmeli 39 sayılı parsele ilişkin aynı belirlemelerle taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken yerlerden olduğu kanaatine varıldığını belirtmiş olup, önceki görüşünden neden vazgeçildiği ise bilimsel ve fenni nedenlerle açıklanmamış, 28.12.2012 tarihli duruşmada bilgisayar hatası olarak belirtilmiştir. Mahkemece de gerekçeli kararda raporlar arasındaki çelişki üzerinde durulmamış, neden ek rapora üstünlük tanındığı açıklanmamıştır. Birbiri ile çelişen bilirkişi raporuna değer verilerek hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında seçilecek ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dava konusu 39 sayılı parselin değişik yerlerinden alınacak toprak numunelerinin analizi ve çevre taşınmazlarla yapılan karşılaştırması sonucu, çekişmeli taşınmazın imar ve ihya yapılıp yapılmadığı, zilyetliğin başlangıcı ne zaman olduğu ve ne şekilde sürdürüldüğüne ilişkin rapor alınmalı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, davacının dayandığı harici satım senedi taşınmaz başında uygulanmak suretiyle çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, taşınmazın terk koşullarını oluşturmayacak şekilde ara ara kullanılmamasının zilyetliğin kesildiği anlamına gelmeyeceği gözönünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve çelişen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacın davasının kısmen kabulüne, dava konusu ... köyü 280 ada 39 sayılı parsele ilişkin kadastro komisyon kararının iptaline, çekişmeli parselde fen bilirkişi ..."in 29/08/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide sarı renge boyalı (A1) ile gösterilen 4183,12 m²"lik bölümün tarla vasfıyla ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, mavi renge boyalı (A) ile gösterilen 265,65 m²"lik bölümün ise kayalık vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 01/12/2005 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 14/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.