Esas No: 2020/7476
Karar No: 2022/626
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7476 Esas 2022/626 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen bir karar dava dosyasında incelenmiştir. Davacı taraf, kefil sıfatıyla imzaladığı genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı bankaya 27.503,46 TL ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Borç bir kısmı ödendiği halde bakiye tutarının davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle dava açılmıştır. Mahkeme, davalının itirazının haksız olduğu gerekçesiyle takibin bir kısmının iptal edilmesine ve icra inkar tazminatı talebine kısmen kabul etmiştir. Davalı taraf bu kararı temyiz etmiştir.
Yargıtay, bilgi ve belgelerin yanı sıra mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin de tartışılıp, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varmıştır. Ancak davalının yararına olan bir kararın bozulması sonrası yeniden hüküm kurulurken, davalı aleyhine daha fazla tutarın kabul edilemeyeceğini ve usulü müktesep hak teşkil edeceğini belirtmiştir. Bu nedenle, karar düzeltilerek onanmıştır.
Kanun Maddeleri: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 581. ve devamı maddeleri. HUMK 438/7. madde.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.02.2019 tarih ve 2017/1018 E. - 2019/204 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile dava dışı banka arasında akdedilen genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun bir kısmının davalı tarafından ödendiğini, ancak bakiye 27.503,46 TL'nin kefil sıfatıyla alacaklı bankaya müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, davalıdan bu tutarın iadesinin talep edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının kefil değil müşterek borçlu olduğunu dolayısıyla davacının kendi borcunu ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ile dava dışı banka arasında düzenlenen genel nakdi kredi sözleşmesini davacının kefil sıfatı ile imzaladığı, asıl borçlu davalının dava dışı bankaya sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödememesi nedeni ile davacının kefil sıfatı ile 04/04/2014 tarihinde 27.503,46 TL ödeme yaptığı, 6098 sayılı TBK'nın 581. ve devamı maddeleri uyarınca davacının kefil sıfatı ile ödediği bu miktarı davalı borçludan talep edebileceği, davalının icra takibine itirazının haksız ve alacak likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibine itirazın 27.274,16 TL'lik kısmının iptali ile, takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve kefil tarafından ödenen borcun asıl borçludan rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan değerlendirme sonucunda 27.274,16 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin 12.05.2015 tarihli önceki karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dairemizce davalı yararına kararın bozulmasına karar verildiğine göre; artık mahkemece yeniden hüküm kurulurken davalı aleyhine 12.05.2015 tarihli kararda kabul edilen tutardan daha fazlasına hükmedilemeyeceği, işbu tutarın davalı yararına usulü müktesep hak teşkil edeceği gözetilerek 12.05.2015 tarihli kararda hükmedilen 26.131,68 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle bu tutardan daha fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinde yer alan “27.274,16-TL” ibaresinin çıkarılmasına, aynı yere “26.131,68-TL” ibaresinin eklenerek kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.