
Esas No: 2015/17764
Karar No: 2016/2670
Karar Tarihi: 15.02.2016
Konut dokunulmazlığını ihlâl - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/17764 Esas 2016/2670 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2015/17764 E. , 2016/2670 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/4. 119/1-c maddeleri gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, dair İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2010 tarihli ve 2008/1002 esas, 2010/24 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2014 gün ve 374649 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,
1- Sanıkların aşamalardaki birbiriyle uyumlu savunmalarında, atılı suçlamayı kabul etmemeleri ve 3-4 kişilik tanımadıkları başka bir grubun da olay yeri civarında bulunduğunu belirtmeleri karşısında, mağdur Nejla Karadağ"ın kızı olup olay anında evde bulunan ve kollukta alınan ifadesinde, olay faillerinden dört tanesinin yüzünü net olarak gördüğünü beyan eden tanık Mürvet Karadağla sanık yüzleştirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Soruşturma evresinde beyanı alınan Cüneyt Bozkurt"un tanık sıfatı ile çağrılıp dinlenilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
3- Mahkemece, yaş küçüklüğü nedeniyle soruşturma evrakı ayrılan suça sürüklenen çocuk Hüseyin Çelik hakkında, kamu davası açılıp açılmadığının araştırılıp, açılmışsa dava dosyasının getirtilip incelenmesi ve ifade örneğinin dosya içerisine alınması gerektiğinin düşünülmemesinde,
4- Suçun unsurlarının tespiti bakımından bilirkişi huzuru ile mahallinde keşif yapılması gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Geceleyin birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanıklar ..., Rıdvan Talay, Aydın Terlemez ve Murat Başaran hakkında, İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 26/01/2010 tarihli kararı ile tüm sanıkların geceleyin birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanıklar Rıdvan Talay, Aydın Terlemez ve Murat Başaran tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 02/07/2014 tarihli kararı ile temyiz yoluna başvuran sanıklar yönünden, kararda belirtilen nedenlerle eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi gerekçesiyle bozma kararı verildiği, Yargıtay kararı sonrasında, temyiz yoluna başvurmadığı için hakkındaki hüküm kesinleşen sanık ... yönünden, diğer sanıklar hakkındaki bozma nedenlerine dayalı olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
İştirak halinde suç işleyerek cezalandırılan sanıklardan, hükmü temyiz edenler yönünden verilen eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesine ilişkin bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen diğer sanık yönünden kesinleşen karara, kanun yararına bozma yoluyla sirayet ettirilip ettirilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi "Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından istifade ederler." şeklindedir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; tüm sanıkların birlikte suç işlediklerinin iddia edildiği, aynı mahkemede yargılanıp birlikte mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesince hükmün, hükmü temyiz eden sanıklar Rıdvan Talay, Aydın Terlemez ve Murat Başaran yönünden bozulduğu, diğer sanık ..."ın hükmü temyiz etmediği anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Ceza Dairesince suçun sübutuna ilişkin yapılan bozmanın, aynı suçu diğer sanıklar ile birlikte işleyen sanık ...’ın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanık ... için, yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilerek, bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması mümkündür.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 15/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.