Esas No: 2020/1505
Karar No: 2022/665
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1505 Esas 2022/665 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1505 E. , 2022/665 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.02.2020 tarih ve 2019/2344 E. - 2020/180 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.01.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sigortaladığı dava dışı Nexans Türkiye End. ve Tic. A.Ş.’ye ait emtianın taşıma işini davalının üstlendiğini, taşımanın konteynır içinde gemi ile yapıldığını, navlun faturasının davalı yanca düzenlendiğini, gemi kaynaklı olarak sızan yakıtın emtianın bulunduğu konteynıra sirayet etmesiyle hasar meydana geldiğini, müvekkilinin sigortalısına 48.234,53 Euro hasar bedelini ödediğini, rücuen tahsil için başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşımada müvekkilinin navlun komisyoncusu sıfatıyla faaliyet gösterdiğini, deniz taşımasının dava dışı şirkete ait konşimento kapsamında yapıldığını, husumetin de bu firmaya yöneltilebileceğini, emtianın içinde bulunduğu konteynırın 18.06.2013 tarihinde tahliye edildiğini, takibin tahliyeden itibaren bir yıl geçtikten sonra başlatıldığını, TTK’nın 1188. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2007 tarihli kararında, davacı vekilinin hak düşürücü süreye yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, vekalet ücreti bakımından kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tazminatı 05.05.2014 tarihinde ödeyip icra takibini 08.12.2014 tarihinde başlattığı, TTK'nın 1188/3. maddesinde rücu davası açma hakkının, bu hakka sahip olan kişinin istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren 90 gün içinde kullanılmadıkça düşeceği hükmüne yer verildiği, sigortalıya ödeme yapılan tarih ile icra takibi tarihi değerlendirildiğinde belirtilen sürenin geçtiği, TTK'nun 1188/1. maddesinde ise eşyanın ziya veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkının 1 yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceğinin düzenlendiği, ekspertiz rapor tarihinin 17.09.2013, hasar tespit tarihinin 05.06.2013, talep tarihinin 06.06.2013 olduğu, sigortalının davalıya 04.07.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ettiği, oyalama iddiasının sabit görülmediği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından hükmün esasına yönelik istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmesi tarifenin 7. maddesine aykırılık taşıdığı, davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, hükmün kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süreden reddine, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6102 sayılı TTK’nın 1188/3. maddesinin sorumlu tutulan kişinin rücu davası açma hakkı süresini düzenlemiş olması sebebiyle işbu davada uygulanamayacaksa da aynı Kanun'un 1188/1. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin takip tarihi itibariyle dolmuş bulunmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 26/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.