Esas No: 2020/1526
Karar No: 2022/664
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1526 Esas 2022/664 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı firma, davalı bankadaki hesabından müşterileri tarafından habersiz çekilen 37.000 TL'nin ödemesini talep etti. Davalı banka ise yapılan işlemlerin şirket yetkilileri tarafından onaylandığını ve şirketin müvekkilinin yeğenleri olan işlem yapanların vekaletnameyle bankacılık işlemlerini yapma yetkisi olduğunu savundu. Mahkeme, işlemlerin onaylanması ve sonrasında vekalet verilmesi nedeniyle davalı bankanın sorumlu olmadığına hükmetti ve davayı reddetti. Davacı vekili kararı temyiz etti ancak temyiz itirazları reddedildi. Temyiz ilam harcı olarak 26,30 TL alındı.
Kanun Maddeleri: HMK Madde 119, HUMK Madde 315.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.03.2019 tarih ve 2017/520 E. - 2019/271 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadaki hesabından ...’nın 28.000.- TL, ...’nın 9.000.- TL çektiğini, parayı çekenlerin davacı işyerini terkettiklerini, bir kısım muhasebe kayıtlarını da yanlarında götürdüklerini, yapılan inceleme sonucunda habersiz para çekme işlemlerinin tespit edildiğini ileri sürerek 37.000.- TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu işlemlerin üzerinden iki yıl süre geçtiğini, aynı hesapta çok sayıda işlem yapıldığını, davacının hesap ekstrelerini aldığını, işlemlerin üzerine telefonla teyit alındığına dair notların düşüldüğünü, davacı yetkilisinin yeğenleri olan işlem yapanların 03.03.2010 tarihinde şirket ortağı da olduklarını, şirketin 23.02.2010 tarihinde bu kişilere bankacılık işlemlerini ifa hususunda vekaletname verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ... ve ... tarafından bankada 16 adet işlem yapıldığı, söz konusu işlemlerden 6 tanesine itiraz edildiği, itiraza konu 6 işlemden önce ve sonra aynı şahısların 10 adet işlem daha gerçekleştirdiği, davacının 6 işlemden sonra yapılan diğer işlemlere onay vermesinin çelişkili davranış yasağı kapsamında değerlendirildiği, işlemlerden sonra da davacı şirket tarafından söz konusu şahıslara 23.03.2010 tarihinde vekalet verildiği, itiraza konu işlemlerin ilk işlemler olması, daha sonra dava dışı şahısların diğer işlemlerine şirket tarafından onay verilmesi, itiraz edilen işlemler ve itiraz edilmeyen işlemlerin aynı şahıslar tarafından aynı usul uygulanarak bankadan yapılması, bankada söz konusu şahıslar yönünden davacı şirketçe bir güven duygusunun verilmesi, banka tarafından itiraz edilen ve edilmeyen tüm işlemlerin hesap cüzdanına kaydedilmesi, tüm işlemlerden sonra dava dışı şahıslara davacı tarafından vekalet verilmesi hususları göz önüne alındığında itiraza konu işlemleri davacı şirket tarafından vekalet verilmeden önce özellikle hesap cüzdanı dikkate alındığında öğrendiği yönünde kanaatin oluştuğu, sonrasında verilen vekalet ile de itiraza konu işlemlere icazet verildiğinin anlaşıldığı, bundan dolayı itiraza konu işlemlerden dolayı davalı bankanın davacıya karşı sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.