15. Ceza Dairesi 2015/11835 E. , 2018/6402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından; beraat (ayrı ayrı) 2-Sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat3-Sanık ... hakkında; a-TCK’nın 158/1-e, son, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
b-TCK’nın 207/1, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından veriler beraat hükümleri ile sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü ve sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ...’ın, diğer sanıkların işyerinde fiilen çalışmadığı halde çalışmış gibi gösterilmek suretiyle kurumun 671.22 TL zararına sebebiyet verildiği, böylece sanıklar ... ve ...’in gerçeğe aykırı işe giriş bildirgesi düzenlemek ve bütün sanıkların birlikte hareket etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından veriler beraat hükümleri ile sanık ... hakkında; nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ...’ın, sanık ...’e ait gerçekte var olan işyerinde çalıştığının aksinin ispatlanamadığı, buna göre ortada gerçeğe aykırı bir belge bulunmadığı gibi nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının da oluşmadığının anlaşılması karşısında bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ve eylemlerin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa ait işyerinin paravan olmayıp aktif olarak çalıştırılan gerçek bir işyeri olduğu, işveren tarafından sanık ...’a ait sigorta primlerinin yatırıldığı, buna göre, ortada bir kurum zararı bulunmadığı gibi, sanığın hile teşkil eden eylemlerinin de bulunmadığı, somut olayda, işveren ile katılan kurum arasında idari ve hukuki bir ihtilaf bulunduğu ve kurumun denetim olanığının ortadan kaldırılmadığı dikkate alınarak sanığa atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 671 TL, haksız menfaatin iki katının 1.342 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 67 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince sanığın cezasından 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle sanığın 55 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 1.100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi, daha sonra, verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle ceza belirlenerek fazla adli para cezası tayini,
3-Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 Esas ve 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda mağdurun tazminat talebi olmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen sahtecilik suçundan ... herhangi bir maddi zararının bulunmadığı da gözetilerek kayden suç tarihinden önce sabıkasız olan sanık ve sanık hakkında olumlu kanaat oluştuğu gerekçesiyle cezası ertelenen hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususunun karar yerinde değerlendirilerek, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, zararın giderilmediği gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.