23. Hukuk Dairesi 2011/3618 E. , 2012/1454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, 2000-2005 yılları arasında kendine ait araç ile davalı kooperatifte çalıştığını, anasözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve aidatlarını ödediğini, 2005 yılında yol yetki belgesi almak için kooperatifçe müracaat edildiğinin söylendiğini, ancak yol belgesi olmadan çalıştığı için hakkında trafik cezası düzenlendiğini, durumu kooperatife bildirdiğinde, eksikliğin tamamlanacağının ve üyeliğinin resmileştirileceğinin beyan edildiğini, bugüne kadar oyalandığını, üyelik kaydının yapılması için çektiği ihtara da üye olmadığı yönünde cevap verildiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının .... arasında yolcu taşımacılığı yaptığını, kooperatif üyesi olmadığı gibi üyelik başvurusunda da bulunmadığını, yaptığı ödemelerin de kooperatif aidatı olmayıp, koopereratif yazıhanesinin giderlerinin karşılığı olduğunu, 2004 yılına kadar çalıştığını ve üye kaydedileceğini iddia eden davacının beş yıl boyunca kooperatife hiç müracaat etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, anasözleşme gereğince üye olabilmek için yazılı başvuru yapılması gerektiği, davacının yazılı başvurusunun olmadığı, üye olarak da kaydının bulunmadığı, bir kısım aidatlarını ödemiş olması ortak olarak kabul edildiği anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterince açıklayıcı olmadığı gibi denetime de elverişli değildir. Bilirkişi raporunda, davacının üyelik için yazılı başvurusunun bulunmadığı ve üye olarak kaydedilmediği belirtilmiştir. Bilirkişi raporundaki bu belirleme, mahkemece benimsenerek gerekçeye de taşınmıştır. Kooperatif üyeliği, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça bir karar alınmasa da kooperatifin bu kişi ile üye sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, ödemelerini kabul etmesi suretiyle zımnen de gerçekleşebilir. Başka bir anlatımla, bir kişi fiili uygulama ile de ortak olarak benimsenebilir. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyeti seçilerek, kooperatif kayıt, defter ve belgeleri ile genel kurul ve yönetim
kurulu kararları ile varsa banka kayıtları incelenip, dava dilekçesine ekli makbuzlar üzerinde de ayrıntılı olarak durularak, Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine göre davacının davalı kooperatif üyesi olup olmadığı, genel kurullara çağrılıp çağrılmadığı, hazirun listelerinde adının geçip geçmediği, yaptığı ödemelerin genel kurullarda kararlaştırılan aidat tutarları ile örtüşüp örtüşmediği, bu ödemlerin yazıhane gideri olduğu savunulduğuna göre davacı ödemeleri ile diğer ortakların ödemelerinin aynı olup olmadığı da belirlenerek, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin soyut beyanlarına itibar edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.