10. Hukuk Dairesi 2015/19638 E. , 2016/990 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında; “Gemi sicilinde... gemisinin 20.11.1989 tarihinden itibaren donatanlarının ....olduğunun belirtildiği, 2006 tarihli Yola Elverişlilik Belgesinde ise donatanın.... olduğunun belirtildiği, dosyada mübrez 2005 tarihli faturanın.... adına düzenlendiği, dosyada bulunan ve çevirisi yaptırılmayan evrakta ise ..."nün ..."nin şirket müdürü olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş, tarafların göstereceği tüm delilleri topladıktan sonra , davalıların işveren olup olmadığını tespit etmek, işveren olmadıkları sonucuna varılırsa, işveren vekili olup olmadıklarının irdelemek, Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 4. maddesi hükümleri gereğince; “Bu kanunun uygulanmasında 2 nci madde de belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “İşveren”dir. İşveren, nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler “işveren vekili”dir. Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur” hükmünü de gözeterek, hasıl olacak neticeye göre bir karar vermekten ibarettir. ” denilmiştir.
Bozma sonrasında, mahkemece, ... de soruşturma evraklarına ilişkin yazıların tercümesi yaptırılarak, her hangi bir araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli
kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara ve usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Eldeki davada; bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece, öncelikle “...” başlıklı evrak ile .... Başkanlığındandan gönderilen ve Kore dilinde yazıldığı tahmin edilen evrakların tercümesi yaptırılarak, bahse konu belgede “....” olarak belirtilen ..."nün, TTK"nın 1061/2.maddesinin “kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır.” hükmü uyarınca, şirket müdürü ya da kendi adına kullanan kişi olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, yine TTK"nın 964/1.maddesi uyarınca, Gemi siciline tescil edilen hususlarda meydana gelen değişikliklerin sicile geçirilmek üzere bir dilekçe ile sicil müdürlüğüne bildirilmesi gerekeceği nazara alındığında, böyle bir başvurunun yapılıp yapılmadığı, ... adlı geminin satışına dair verilmiş bir evrak olup olmadığı, ilgili yerlerden sorulmalı, dosya içerisinde yer alan ... Liman Başkanlığı denetleme raporunda, geminin geldiği liman ve tarih olarak, ... 01/01/2006, gideceği liman ve tarih olarak .... 07/01/2006 olarak belirtildiği, donatan olarak ise ... ve ..."nün isminin yazıldığı, aynı döneme ilişkin olan ... Başkanlığı yola elverişlilik belgesin de ise, donatan olarak ... nın gösterildiği nazara alındığında, anılan çelişkinin neden kaynaklandığı, belgelerin hangi dayanak belgelere dayanılarak verildiği ilgili birimden sorulmalı, sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.