17. Hukuk Dairesi 2015/1435 E. , 2017/7729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 22/01/2014 tarihinde ... plakalı aracın seyir halinde iken yolun sağ tarafında park halinde bulunan ... plakalı minibüse sol arka kısmından çarpıp yine ileride sağ kısımda park halinde bulunan ... plakalı araca sol ön kapı kısmından çarpması sonucu maddi hasarlı, yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, olay yerinde aracın arka koltukta yolcu pozisyonunda oturan ..."un eks vaziyette araçtan itfaiye ekiplerince çıkarıldığını, ..."un müvekkili ..."un oğlu olduğunu, desteğinin ölümü nedeniyle müvekkilinin maddi açıdan mağdur olduğunu,... plakalı aracın davalı ... şirketi tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı ... şirketine iadeli taahhütlü usulde teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarının 6 adet ekiyle birlikte 18/02/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, 8 iş günü içerisinde ödeme yapmayarak 03/03/2014 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın 03/03/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, davacı vekili 24/09/2014 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 54.263,35 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, trafik kazasına karıştığı belirtilen ... plaka sayılı araç müvekkili şirkette 31.07.2013-2014 Vadeli ... nolu poliçe ile zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, araçtan sağ olarak kurtulan ...’nın ifadesinden aracı davacı murisi ya da ...’ın kullandığı ve bu şahısların da alkollü olduklarının anlaşıldığını, ...’un sürücü olması halinde 22.01.2014 tarihli trafik kazasında sigortalı ... plakalı araç sürücüsü iken vefat etmiş ise, kazanın meydana gelmesindeki eylemlerinden ve alkollü olarak araç kullanmasından dolayı kusurlu olduğunu, 3. şahıs konumundaki mirasçıları vefat edenin haklarından fazlasına sahip olamayacaklarını, davacının desteğinin müterafik kusurunun olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davaya sebep kazada müvekkil şirket sigortalısın tam kusurundan bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirkete sigortalı aracın özel otomobil olup, müvekkil şirket yönünden ticari faize hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ıslah edilen davanın kabulü ile 54.263,35 TL"nin 03/03/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu olan olayda, otopsi raporu, trafik kazası tespit tutanağı, krokisi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; muris ..."un yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ..."ın 292,9 promil alkollü olduğu; murisin alkollü sürücünün kullandığı araca bindiği anlaşılmaktadır. Davacı murisinin alkollü sürücünün aracına binmiş olması BK.nun 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusuru olarak kabul edilmeli ve belirlenecek tazminat miktarında müterafik kusur oranında bir indirim yapılmalıdır. BK. 44. maddesi gereğince tazminattan uygun oranda müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu hususun karar yerinde değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarda, aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, davacıların her biri için destekten yoksun kalacakları sürenin, çocuklar için, yüksek öğrenim yapıyorlar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, henüz yapmıyorlar ise yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, raporun düzenlendiği en yakın tarih, bilinen dönem kabul edilerek ölenin bilinen gelirine göre davacıların gerçekleşen zararının ve sonraki bilinmeyen dönem için gelirin her yıl % 10 oranında artıp, % 10 oranında iskonto uygulanmak suretiyle hesaplanarak bilinmeyen dönem zararının hesaplanması ve davacıların ve desteğin muhtemel bakiye yaşam süreleri konusunda PMF-1931 tablosunun kullanılması ve davacı tarafın somut koşulları dikkate alınarak denetime elverişli şekilde belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacıların murisi ..."un kaza tarihinde 27 yaşında ve bekar olduğu, diğer kardeşlerinin reşit ve evli olduğu, babasının kendisinden önce öldüğü, ... Merkezde ikamet ettiği ve bir süre önce işten ayrıldığı çalışmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 16.09.2014 tarihli raporda, davacının oğlu muris ..."un evlenme yaşını geçtiği ve yaşasaydı davacı annesine onun bakiye ömrü boyunca gelirinin %40"ı oranında destek olacağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Muris kaza tarihinde 27 yaşında olup Dairemiz içtihatlarına göre evlenme ihtimali mevcuttur. Bu nedenlerle, murisin yaşı, sosyal ve ekonomik durumu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacı murisinin ortalama kaç yaşında evlenebileceğinin belirlenmesi, babanın daha önce ölmüş olduğu gözetilerek evlenene kadar gelirinin %50"sini davacı annesine ayıracağı, daha sonra evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı bu durumda desteğe 2 eşe, 2 çocuklara 1"er pay ve anneye 1 pay verilmek suretiyle davalının temyiz etmiş olduğu davacının temyiz etmediği böylece davalı yararına kazanılmış haklar gözetilerek pay hesabının yapılarak bir karar verilmesi gerekirken; Mahkemece murisin evlenme ihtimali bulunmadığı kabul edilerek, aktüeryal hesaplama teknikleri kullanılmayan hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.