Esas No: 2020/1427
Karar No: 2022/693
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1427 Esas 2022/693 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1427 E. , 2022/693 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.04.2019 tarih ve 2019/74 E- 2019/224 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.12.2019 tarih ve 2019/2842 E- 2019/1915 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.01.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davacı ... ile ... ve davalı Vakıflar Bankası vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, Ege Metal Demir Çelik A.Ş.'nin 1985 yılında kurulduğunu, müvekkillerinin murisi ... ile davalı ...'ün şirkette %50'şer eşit oranda pay sahibi iken yeniden oluşturulan şirket yönetim kurulunda Bahattin Aslan, davalı ...'ün yakını ... ve Vakıflar Bankası İzmir Şubesi'nden emekli ...'a, ... ve ... ailelerinden eşit hisse verilerek beş kişilik yönetim yapısı oluşturulduğunu, ...'in vefatı nedeniyle % 49 hissesinin müvekkili çocuklarına geçtiğini, şirketin yönetim kurulunda sürekli olarak davalı ...'ün yönetim kurulu başkanlığı ve hakimiyetinin söz konusu olduğunu, 2000 yılında ekonomik krize giren şirketin davalı Vakıflar Bankası'na 32.000.000,00 USD kredi borcunun, ülkedeki ekonomik kriz ve davalı ... tarafından şirkete ait paraların yurt dışına çıkarılması, şirkete ait paralar ile küçük ortak davalı Bahattin Aslan'ın Çeşme'de otel yaptırması gibi nedenlerle ödenemediğini, ...'ün hileli ve zararlandırıcı hareketleri ile şirketin batırıldığını, davalı bankadan 25.000.000,00 USD ek kredi alındığını, karşılığında şirkete ait fabrikanın bulunduğu 17 adet taşınmazın ipotek edildiğini, davalı ...'ün kötü yönetimi ve şirketin içini boşaltması nedeniyle toplam 65.000.000,00 USD kredi borcunun ödenemediğini, davalı banka tarafından girişilen İzmir 4. İcra Müdürlüğü'nün 2001/14845 esas sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını ve 20.06.2002 tarihinde yapılan 2. ihalede şirkete ait fabrikanın bulunduğu taşınmazın davalı banka tarafından muvazaalı eylemler ile 90.498,000,00 TL bedel karşılığında alacağına mahsuben alındığını, usulsüz işlemlerden oluşan satışa ilişkin yönetim kurulu başkanı davalı ...'ün, açtığı ve kazanılması kuvvetle muhtemel olan Aliağa İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2002/64 esas sayılı dosyasındaki ihalenin feshi davasından kendi şahsi çıkarları doğrultusunda 19.07.2002 tarihinde feragat ettiğini, Aliağa İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2002/84 esas sayılı dosyasında müvekkilleri tarafından açılan ihalenin feshi davasının dava ehliyeti yokluğundan ret kararı ile sonuçlandığını ve ihale bedelinin %10'u oranında 9.049,84 TL tazminata hükmolunduğunu, davalı ...'ün ... ailesi ile ortaklığından kurtulmak için bilerek borcun yeniden yapılandırılması yoluna başvurmadığını, çözüm oluşturmadığını, fabrikanın satılmasına göz yumduğunu, banka tarafından satışa çıkarılan fabrikanın eski ortağa verilemeyeceği, yeni bir şirketle gelmesi halinde fabrikanın davalı ...'e verileceği konusunda şifaen anlaşma yapılması üzerine, davalı ...'ün fabrikayı geri almak ve davalı ...’na devretmek amacıyla 2002 yılı Ocak ayından itibaren demir çelik sektöründe pazarlama kolunda faaliyet gösteren Say Metal Ticaret ve San. A.Ş.'nin sahibi olan Sezai Rahmi Özden ile anlaşma yoluna gittiğini, bu şirketin 16.07.2002 tarihinde yapılan genel kurulunda, şirketin % 30 payı Sezai Rahmi Özden'e, % 70 payı davalı ... ve davalı ... adına hisse verilmek suretiyle ortaklığın oluşturulduğunu, davalı ...'ün danışıklı bir şekilde Ege Metal A.Ş'yi Say Metal A.Ş adı altında devam ettirmeyi amaçladığını, davalılar Vakıfbank, ... ve Say Metal A.Ş. sahibinin bir menfaat ortaklığı içerisinde 11.07.2002 tarihli protokol ile fabrikayı kiraladıklarını, protokolün 7. bendinde ihalenin feshi davasından vazgeçilmesinin istenmesi nedeniyle, ...'ün ihalenin feshi davasından feragat ettiğini, 2002 yılı sonunda ...'ün %70 payını davalı ...'na devrettiğini, Say Metal Tic. ve San. A.Ş.'nin aslında Ege Metal A.Ş. olduğunu, davalı Erege ve GR İnşaat şirketlerinin de davalı ...'nun kız kardeşleri olan davalılar Remziye Ardıç ve Gülderen Uysal ile adamlarına kurdurulduğunu, aslında tamamen kendi kontrolünde şirketler olduğunu, bu şirketlerin de davalı ...'nun gizli sahibi olduğu davalı ...
-/-
Dış Ticaret A.Ş.'ye devredildiğini, davalıların baştan sona zincirleme bir şekilde müvekkillerini zarara uğratacak işlemlerde ve eylemlerde bulunduklarını, müvekkillerinin zararının çok büyük olduğunu, Ege Metal A.Ş.'ne ait fabrikanın Vakıfbank'a olan borçlarından dolayı satılmadan da borçlarını ödeyebileceklerini, fabrikanın kiralanmasının muvazaalı olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihalenin feshi davasından feragat edildiği 19.07.2002 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte şimdilik 1.000.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile dava miktarını artırarak 85.445.888,23 TL tazminatın, ihalenin feshi davasından feragat edildiği 19.07.2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ıslah dilekçesinde gösterilen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, feragat dilekçesinde ise davalı Word Vakıf Off Shore Ltd. Şti. hakkında açılan davadan feragat etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, iddiaların doğru olmadığını, alacak iddiasının zaman aşımına uğradığını, davacıların ihalenin feshi davasını kaybettiklerini, bankaya ihale yolu ile geçen intikalin hukuka uygun olduğunu, fabrikanın bankaya intikalinden sonra Say Metal A.Ş.’ye kiralanması ve devamında Erege Metal A.Ş. ve müvekkili Sider A.Ş. tarafından işletilmesinin hukuka aykırı olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin davacılar ile doğrudan hiçbir hukuki ilişkiye girmediğini, iddiaların doğru olmadığını, polis raporunun delil olamayacağını, davacıların iddia ettiği eylemlerin gerçekleştiği tarihte, müvekkilinin söz konusu şirketlerle doğrudan ve dolaylı olarak bağlantısının bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davacılara zarar verici bir faaliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar ...,..., ... ve ... vekili, iddiaların doğru olmadığını, alacak iddiasının zaman aşımına uğradığını, davacıların müvekkilleri ile ilgili iddialarını somutlaştırması gerektiğini, müvekkillerinin davalı ...'la bir ilişkilerinin bulunmadığını, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, polis raporunun delil olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, iddiaların doğru olmadığını, alacak iddiasının zaman aşımına uğradığını, davacıların müvekkilleri ile ilgili iddialarını somutlaştırması gerektiğini, müvekkilinin davacılarla sözleşme akdetmediğini, davacıların babasını tanımaktan başka, ... ailesi ile bir ilişkisinin bulunmadığını, fabrikanın Say Metal A.Ş. tarafından kiralanmasından sonra, şirket hisselerinin alınması ve sonrasında devredilmesinde davacıların taraf olmadığını, müvekkilinin davacılara karşı haksız bir eylemi bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. vekili, dava konusu olayların, davacıların murisi ile davalılardan ...'ün kurduğu şirketin yönetimine ilişkin usulsüzlüklerin, şirketin kötü yönetildiği iddialarının, kötü yönetim sonucu şirketin zarar etmesi ve şirket borçlarından dolayı fabrikanın icra marifetiyle el değiştirmesinden kaynaklanan olaylar zinciri ile ilgili olduğunu, müvekkili bankanın bu zincirdeki rolünün, bahsi geçen şirkete ait fabrika vasfındaki taşınmazların yapılan icra satışlarında alacağına mahsuben satın almaktan ibaret olduğunu, müvekkili banka ve Ege Metal Demirçelik Sanayi A.Ş. arasında süregelen kredi ilişkisinden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle girişilen icra takibi sonucunda, ipotekli taşınmazın satışa çıkarıldığını ve ihaleler sonucunda taşınmazların alacağına mahsuben müvekkili banka tarafından ihalede alındığını ve halen müvekkili adına tapuda kayıtlı olduğunu, bunun dışında müvekkilinin dava dilekçesinde anlatılan olaylarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıların % 50 hissesine sahip oldukları şirket yönetimini diğer davalı ...'e teslim ettiklerini, bu kötü yönetimin sonucu ortaya çıkan olaylara müvekkili bankanın dahil edilmek istendiğini savunarak davanın reddini istemiş, ıslah ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur.
Davalı Erege Metal Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş. ve G.R. İnş. ve Gayri. Yatırım Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Off Shore Banking Limited şirketi, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış olup bilirkişi rapor aşamasında vekalet sunan vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, davacıların ortağı bulunduğu dava dışı Ege Metal A.Ş.'nin davalı ...’tan kullandığı toplam 65.000,00 USD kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2001/14845 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip kapsamında şirkete ait taşınmazın 226.233.591,00 TL olarak muhammen bedelinin saptandığı, ancak ilk ihalede alıcı çıkmadığı, ikinci ihalede davalı bankanın % 40 muhammen bedelle taşınmazı 90.498.000,00 TL bedel karşılığında alacağına mahsuben aldığının anlaşıldığı, şirketin kredi borcunu ödeyebilecek mali yapıda olduğu halde kasten ödeme yapmadığının ortaya konulamadığı, banka tarafından alacağına istinaden şirkete ait taşınmazın alınması karşısında davacıların ortağı bulunduğu Ege Metal A.Ş.'nin hukuken korunmaya değer hakkının sadece ihale bedeli konusunda kaldığı, davalı bankanın Say Metal A.Ş. ile düzenlediği 11.07.2002 tarihli protokole dayalı olarak bankanın satın aldığı fabrikayı bu şirkete kiralaması nedeniyle davalılar ... ile ... arasında anılan şirketin çoğunluk hisselerinin devralınması ve bu şirketin ...'ün fabrika üzerindeki fiili hakimiyetini devam ettirmesi amacıyla muvazaalı olarak tesis edildiği ileri sürülen muvazaalı ilişkilerden davalı bankanın sorumlu tutulabilmesi için protokolün düzenlenmesi sürecinde davalı ...’ı temsil ve yönetime yetkili şahısların ... ile Say Metal A.Ş. arasında akdedilen 05.07.2002 tarihli protokolün içeriğinden ve iddia olunan muvazaalı işlemlerden haberdar olmaları gerektiği, ancak davacıların davalı ... aleyhindeki iddialarını ispatlayamadığı, davalı bankanın taşınmazı ihale yoluyla satın almasından sonra taşınmazda dilediği gibi tasarruf olanağı bulunduğu, davacının delil olarak dayandığı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/313 esas ve 2012/105 karar sayılı ilamının gerekçesinde gösterilen eylemler arasında davalı ...'nun davaya konu Ege Metal A.Ş.’ye ait fabrikanın 2002 yılında Vakıfbank’a ihale edilmesinden sonra Say Metal A.Ş. unvanlı şirkete kiralanmasına ilişkin eylem ve işlemler sürecinde ..., Say Metal A.Ş. ve ... ile birlikte hareket ettiğine dair bir tespit bulunmadığı, davalı ... ile davalılar ...,..., ... ve ...'un bağlantıları nedeniyle cebri icra yoluyla fabrikanın devralınmasından sonra yapılan kiralama işlemlerinden ve iddia olunan haksız kazançlardan sorumlu olamayacakları, ...'ün fabrikayı ele geçirerek davacıların şirketteki hisseleri oranında zarara uğratılması eylemlerinden diğer davalıların sorumlu tutulamayacağı, Ege Metal A.Ş.'nin ortağı ve temsilcisi olan davalı ...'ün ihalenin feshi davasından feragat etmesi ve davacıların aynı ihalenin feshi için açtıkları davanın reddedilmesi sonucunda ödenen para cezasının uğranılan maddi zarar olarak davalı ...'den tazmini istenmiş ise de bu hususların Aliağa İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2002/84 esas sayılı dosyasında da ileri sürüldüğü, ...'ün şirketi hileli ve zararlandırıcı hareketleri ile batırdığı, kötü idare ettiği, paraları yurtdışına kaçırdığı, şirketin içini boşalttığı iddialarının dava dosyasında ispatlanamadığı, davalı Word Vakıf Off Shore Ltd. Şti. hakkında açılan davadan feragat edildiği gerekçesiyle davalı Word Vakıf Off Shore Ltd. Şti. hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkında açılan davaların esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 2. maddesi gereğince zarar doğurucu olduğu iddia edilen eylemin vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 309. maddesi uyarınca anonim şirketlerde, yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olup sorumluluk davasında asıl dava hakkının, ortaklığa ait olduğu, ancak zarar gören ortakların da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunduğu, ortakların dava açma hakkının doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değiştiği, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışlarının, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açtığı, bu tür davalarda, hükmolunacak tazminatın da şirkete verilmek üzere istenmesinin ve hükmedilmesinin gerektiği, ikinci durumun ise doğrudan zarar hali olup bu ihtimalde yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda ortakların, ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararların söz konusu olduğu, uyuşmazlık konusu olayda şirket yetkilisi davalı ...'ün ve diğer davalıların dava dışı anonim şirketi zararlandırıcı eylemlerinin bulunduğunun, davacı ortakların ise şirketteki hisseleri oranında zarara uğradığı iddia edilmekte olup iddia olunan zararların, dava dışı anonim şirketin doğrudan, davacıların ise dolaylı zararı kapsamında bulunduğu, davacılar vekilinin ilk derece mahkemesinin 31.05.2017 tarih 2012/336 esas ve 2017/329 karar sayılı kararında belirtilen gerekçelerden biri olan istenen zararın dolaylı zarar olduğundan şirket adına istenebileceği gerekçesine karşı istinaf dilekçesinde, davaya konu zararın doğrudan zarar olduğunu iddia edip zararın şirket adına ödenmesini istemediği, buna göre davacıların şirket yöneticisine karşı açtığı eldeki sorumluluk davasında tazminatın doğrudan zarara uğrayan şirkete değil de davacılara ödenmesini istediği, bu sebeple davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, davacı ortakların şirket yöneticisi dışındaki diğer davalılara karşı ileri sürdüğü iddiaların ise üçüncü kişilerce şirket aleyhine muvazaalı işlemler kapsamında kalıp bu tür davalar için yöneticinin sorumluluğuna dair davada olduğu gibi yasada ortağın dava açabileceğine dair özel bir düzenleme bulunmadığından davayı ortak değil, ancak şirketin açmasının mümkün olduğu, bu sebeple davacı ortakların bu davalılar yönünden de aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi’nce hakkında feragat beyanında bulunulan davalı dışındaki tüm davalılar yönünden açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken feragat beyanında bulunulan davalı dışındaki tüm davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... Off Shore Banking Ltd. Şti. hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer tüm davalılar hakkında açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...A.O'ya verilmesine, alınmadığı anlaşılan 80,70 TL temyiz ilam harcı ile 397,80 TL temyiz başvuru harcının HMK 339. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde adli yardımdan yararlanan temyiz eden davacılardan alınmasına, 27/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.