15. Ceza Dairesi 2018/4218 E. , 2018/6382 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17.11.2014 tarih ve 2014/1147-2752 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kastamonu Sulh Ceza Hâkimliğinin 22.01.2015 tarih ve 2015/74 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18.06.2018 gün ve 94660652-105-37-6344-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.06.2018 gün ve 2018/55521 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda şüphelilerin müşteki ile aralarındaki alacak ilişkisine istinaden tahsil etmiş olduğu alacaklarına ilişkin elinde bulunan 3 adet senedi müştekiye iade etmeyerek, bahse konu senetlerden ikisini icra takibine konu etmek suretiyle yeniden tahsil etmeye çalıştıkları iddialarına ilişkin olarak, bahse konu eylemin hukukî ihtilaf mahiyetinde bulunduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, dosyada mevcut Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 29.09.2014 tarihli raporda sadece icra takibine konu 2 adet senetle ilgili olarak, senetlerin aynı zaman dilimi içerisinde ve aynı kişi tarafından doldurulup doldurulmadığının ve senetler üzerindeki yazı ile rakamların yaşlarının tespitinin istenildiği ancak, müşteki ve şüphelilerin yeteri kadar yazı ve imza örneklerinin temin edilmediği, dolayısıyla İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinin 03.03.2014 tarih ve 2014/127 değişik iş sayılı soruşturmanın genişletilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, müşteki ve şüphelilerin yeteri kadar yazı ve imza örneklerinin temin edilerek bahse konu senetler üzerinde kriminal inceleme yapılmasını takiben, eylemin hukukî ihtilaf mahiyetinde kalıp kalmadığının tespitinin gerekmesi karşısında, sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikâyetçinin, şüphelilerden ödünç almak istediği 25 kilo altın karşılığında her biri 500.000’00’er Dolar olan 3 adet senedi teminat amacıyla verdiğini, senetleri verirken tarih kısımlarını boş bıraktığını, vade konusunda bir anlaşmalarının bulunmadığını, senetlerin teminatı amacıyla bir adet dükkanına, evine ve diğer dükkanındaki mallarına ihtiyati tedbir konulmasına ve altınların kendisine teslim edilmemesine rağmen verdiği üç senetten iki adetinin icra takibine konulduğunu, diğer senedin kendisine iade edilmediğini, aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle alışverişin kayıtlara geçirilmediğini, ayrıca daha önce banka tarafından konulan tedbirin kaldırılması için 10 kilo altını da şüpheliye vermesine rağmen buna ilişkin makbuzun başka bir icra dosyasına konulduğunu iddia ettiği olayda; taraflar arasında bulunan hukuk ve icra dosyaları getirtilip, onaylı örnekleri dosya arasına konulmadan, ayrıca şikayetçinin iddia ettiği altın alışverişi dışında aralarında başka ne tür bir ticari ilişki olduğu, senetlerin ve ihtiyati tedbir kararının 25 kilo altının teminatı olup olmadığı, buna ilişkin ticari belgelerinin bulunup bulunmadığı konusunda şüphelilerin ayrıntılı beyanlarına başvurulmadan, yine şüpheliler tarafından konulan ihtiyati tedbire ilişkin dosya getirtilip, şüphelilere devredilen taşınmazlar ile malların değerleri tespit edilmeden, aynı şekilde şikayetçi ile şüphelilerin yeteri kadar yazı ve imza örnekleri temin edilip (gerek kendi el yazılarından gerekse de kurumlara verdikleri yazı ve imza örnekleri), yazı ve imza incelemesi yaptırılarak, hangi yazı ve imzaların kimlere ait olduğu belirlenmeden ve İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinin 03.03.2014 tarih ve 2014/127 sayılı kararında belirtilen hususlarının gereği yerine getirilmeden, öte yandan, konuya ilişkin olarak Alptuğ Topcuoğlu hakkında yürütülen 2013/2144 sayılı dosyanın akıbeti araştırılıp, bakanlık tarafından izin verildiğinin anlaşılması durumunda ilgili dosya getirtilip incelenmeden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Kastamonu Sulh Ceza Hâkimliğinin 22.01.2015 tarih ve 2015/74 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.