(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/36056 E. , 2020/8910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, 26.08.2004-27.05.2009 tarihleri arasında aralıklı şekilde olmak üzere davalı şirketin ...’nın ... ve ... şehirlerinde bulunan şantiyelerinde formen olarak çalıştığını, sebep gösterilmeksizin işten çıkartıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def’inde bulunmuş, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin yıllık ücretli izin alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. 4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde toplamda 3 tam yıl çalışması bulunan davacının kıdemine göre hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 42 gün olduğu ve hiç yıllık ücretli izin kullanmadan çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Ne var ki, dosya içerisinde bulunan yurda giriş çıkış kayıtlarına göre; davacının 25.08.2004-09.06.2005, 23.09.2005-13-07.2006, 15.11.2006-24.01.2007, 10.09.2007-06.07.2008, 25.07.2008 31.03.2009 ,10.04.2009 -11.05.2009 tarihleri arasında yurt dışında olduğu görülmekle, davalı işveren nezdinde geçen çalışma tarihleri ile karşılaştırılmak suretiyle bu kapsamda Türkiye’de bulunduğu tarihler belirlenerek ve davacıya ne amaçla Türkiye de bulunduğu, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı hususları sorularak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekmekte olup, yazılı şekilde ve eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.Somut olayda; dava dilekçesinde davacının 1 gün Kurban Bayramında, 1 gün yılbaşı ertesinde izin kullandığı diğer günlerde çalışmasını sürdürmesine karşın ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle talepte bulunulmuştur.Mahkemece hükme dayanak alınan raporda; davacının iddiasını doğrular mahiyetteki tanık anlatımlarına göre davacının yılbaşı ertesi günleri ile dini bayramların ilk günleri haricindeki günlerde çalıştırıldığı kabulüyle hesaplama yapılmıştır.Ne var ki; yargılama devam ederken davacının başka bir işçi tarafından davalı şirket aleyhine ... 15. İş Mahkemesi’nin 2014/713 esas nolu dosyasından açılan alacak davasında davacı tanığı olarak gösterildiği ve ... 4. İş Mahkemesi’nin 2014/155 talimat sayılı dosyasından 30.01.2015 tarihinde ifade verdiği, bu ifadesinde ...nın ... şehrinde davalı şirketin hastane inşaatında geçen çalışmaları ile ilgili ayrıntılı olarak bilgi verdiği ve ifadesinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaları halinde ücretlerinin ödendiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.Davacı her ne kadar bu beyanından sonra 02.06.2015 tarihinde ... 15. İş Mahkemesi’ne, söz konusu tanıklık ifadesinde davalı şirket ile dava dışı ...firmasını karıştırdığını ve ücretlerini ödeyenin ... firması olmasına karşın davalı firmaymış gibi hatalı beyan verdiğini dilekçe ile bildirmiş ise de, davacının tanıklık ifadesinin çalıştığı yer, zaman ve iş konusunda net bilgiler içerdiği, beyanının şüphe duyulmasını gerektirmeyecek biçimde davalı firma nezdinde geçen çalışmalara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre; davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödendiği yönündeki beyanı ikrar mahiyetinde olup, söz konusu alacak talebinin reddi yerine kabulü hatalı bulunup, karar bu yönüyle de bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.