Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.11.2017 tarih ve 2017/50031-49993 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.04.2018 tarih ve 2018/1529 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25.07.2018 gün ve 94660652-105-35-8454-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.08.2018 gün ve 2018/67664 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, şüphelilerin vaat ettikleri bedelin müştekilere ödenmediği, dolandırıcılık suçunun unsuru olan nitelikli yalan durumunun gerçekleşmediği, konunun taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı, sorunun çözümü için tarafların hukuk mahkemelerine başvurabileceğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Şikayetçilerin, şüphelilerin ilk olarak emekli derneğine üye yapma konusunda vaatte bulundukları, bu anılan dernek sayesinde kredi çekebileceklerini söyledikleri, akabinde müştekilere kredi işlemleri için birtakım belgeler imzalattıkları, imzalanan belgelerin aslında kömür alımına ilişkin olduğu, kendilerine kömür teslimi yapılmadığı halde imzaladıkları belgeler karşılığında maaşlarından kesinti yapıldığını belirterek şikayetçi oldukları yönündeki beyanları karşısında, müştekilerin şikayet dilekçesinde belirttiği derneğin gerçekte var olup olmadığı hakkında bir araştırma yapılmadığı, bu konuda ilgili kuruma gerekli yazılar yazılarak derneğin yöneticilerinin ve üyelerinin tespit edilmesi gerektiği, şüpheliler dışında bu dernekte çalışan diğer kişilerin de beyanlarına başvurulması gerektiği, müştekilere kömür teslim edildiğine dair dosya içerisinde yer alan kömür teslim tutanakları ile emekli aylıklarından kesinti yapılarak Türkiye Emekliler Derneğine aktarılmasına muvafakat verdiklerine dair belgelerde yer alan imzaların kime ait olduğunun tespiti için imza incelemesi yaptırılması gerektiği, kömür tesliminin yapıldığına ilişkin belgede yazılı .... San. Ve Tic. Ltd. Şti. Kemalpaşa şubesine müzekkere yazılarak müştekilere teslim edildiği iddia olunun kömürlere ilişkin stok çıkışlarının yer aldığı belgelerin istenilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece müştekilerin ve şüphelilerin beyanlarının alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.04.2018 tarih ve 2018/1529 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.