Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1212
Karar No: 2013/2977
Karar Tarihi: 28.02.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1212 Esas 2013/2977 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/1212 E.  ,  2013/2977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/06/2012
    NUMARASI : 2011/69-2012/263

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan O. G."ın 4270 parsel sayılı taşınmazını 20.07.2005 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile oğlu R."ın eşi olan davalıya devrettiği, 1931 doğumlu olan miras bırakanın 21.01.2011 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak 26.03.2005 tarihinde ölen oğlu Nail"in çocukları olan davacılar ile dava dışı oğulları R. ve D."un kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Davacılar, anılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. (11.01.2011 tarihinde kabul edilen, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 611. maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 5ll. maddesi) Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bakım alacaklısı, bu sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önceden sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür. Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. (11.01.2011 tarihinde kabul edilen, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 614. maddesi, 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 514. maddesi)
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 18. maddesi, 11.01.2011 tarihinde kabul edilen, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi) Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; miras bırakanın 74 yaşında ölünceye kadar bakma aktini yaptığı, 6 yıl sonra öldüğü, sağlığında akde aykırılık nedeniyle, başka bir ifadeyle bakılmadığı iddiasıyla dava açmadığı, öte yandan akit yapılırken miras bırakanın özel bakıma muhtaç olması gerekmediği gibi, tanık beyanlarına göre de davalının esasen miras bırakana ilgisini de eksik etmediği anlaşılmaktadır.
    O halde, anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın davalı gelinine yapmış olduğu temlikin bakım karşılığı olduğu, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, başka bir ifadeyle işlemin gerçek iradeyi yansıttığı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, ivazlı akitlerde tenkisin de mümkün olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de davada pay oranında istekte bulunulduğu halde istek aşılmak suretiyle ve davada yer almayan mirasçıları da kapsar şekilde tüm mirasçılar adına tescile karar vermesi de isabetsizdir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    -KARŞI OY-

    Toplanan delillerden miras bırakanın davalı gelinine 20.07.2005 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile 4720 parsel sayılı taşınmazını devrettiği, 19.11.2009 tarihinde 6260 m²"lik başka bir taşınmazını üçüncü kişiye satıp gelir elde ettiği, yaşlılık aylığı aldığı, 20.07.2010 tarihinde hastane çıkışı davalı gelini ve oğlu tarafından kendi evlerine götürüldüğü, sonrasında diğer mirasçılarla görüşmediği, o zamana kadar bakımının tüm evlat ve torunları tarafından beraberce yerine getirildiği, 21.01.2011 tarihinde ölmeden 3-4 ay öncesi yatalak olup daha öncesinde özel bakımı gerektiren bir durumunun olmadığı sabittir.
    Miras bırakanın yaptığı temlik mal varlığının tamamı olan tek taşınmazıdır. Üstelik davalının felç geçirdiği, miras bırakana oğlu R."ın yardımcı olduğu anlaşılmıştır. Miras bırakan aslında bağışladığı taşınmazını diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla görünüşte ölünceye kadar bakma akdi düzenlemek suretiyle devrettiği yani muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmakla, mahkeme kararının işin esasına yönelik değerlendirmesi doğru olup onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak etmiyorum.
    Ancak kabule göre de, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı payları oranında iptal ve tescil istediklerine göre mahkemece istek dışına çıkılarak çekişmeli taşınmazın tapusunun tamamının iptaline karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu yöne ilişkin bozulması gereklidir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi