4. Hukuk Dairesi 2010/14404 E. , 2012/2023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Konut Yapı Koop. ve diğerleri aleyhine 20/04/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan ... Konut Yapı Kooperatifi, ..., ... ve ..."a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının davalılardan ..."ye yönelik temyiz itirazı ve davalı ..."nin temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı ..."nin ... Polis Merkez Amirliği"ne başvurarak, davacının yetkilisi olduğu ... Mühendislik isimli şirket tarafından kooperatiflerine ait sitenin su deposuna kurulmuş olan pompanın iki kez arıza yaptığını, aynı şirket tarafından yerine bu kez dalgıç su pompası takıldığını, takılan bu su pompası karşılığında herhangi bir ödemede bulunmadıklarını, olay günü sularının akmaması nedeniyle depoya baktıklarında pompanın yerinde olmadığını gördüklerini, şirketin yetkilisi olan davacıyı aradığında pompanın bedelinin ödenmemesi nedeniyle kendilerinin pompayı geri aldıklarını söylediğini, çekle ödeme tekliflerini ise kabul etmediğini, yüzyüze görüşmek için şirkete gittiğinde pompanın orada olduğunu gördüğünü bildirerek,bahse konu su pompasının alacağa karşılık olarak kendilerinden habersiz sökülüp götürülmesi nedeniyle şirketin yetkilisi olan davacı hakkında şikayette bulunduğu, davacının ise daha önce taktıkları pompaların yanması nedeniyle sonradan takılan dalgıç pompanın deneme amaçlı, parası peşin ödenmezse geri alınmak üzere takıldığı,pompanın parasının ödenmemiş olması nedeniyle zaten kendilerine ait olduğuna ilişkin beyanı üzerine Dikili Cumhuriyet Başsavcılığı"nca doğrudan "taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın Hakların Korunması ile ilgili Hükümler başlığı altında ve 36. maddesinde; herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahip olduğu şeklinde yer almıştır. Bu düzenleniş biçimi itibariyle kişinin hak arama özgürlüğünün güvence altına alındığı görülmektedir. İşte bundan dolayıdır ki kişi, gerek yargı mercileri önünde ve gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendisine zarar veren kişilere karşı, zarar gören haklarının korunmasını, bunun sonucu olarak zarar veren hakkında yasal işlem yapılmasını ve bu bağlamda cezalandırılmasını isteme hak ve yetkisine sahiptir.
Davalı, Anayasa"nın 36. maddesinde düzenlenen şikayet hakkını kullanan durumundadır.Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olması zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bu olgu veya emareye dayanılarak, orta düzeydeki başka bir kişinin de böyle bir olay karşısında, davalı gibi hareket etmesinin uygun görüleceği, diğer bir anlatımla orta düzeydeki kişinin de somut olaydaki gibi davranacağı ve şikayet hakkını kullanmasının uygunluğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı ve şikayet edilenin kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda davalı ,söz konusu kooperatifin yönetici yardımcısı sıfatıyla davacının yetkilisi olduğu şirketle kooperatif arasında meydana gelen ve kooperatifin su deposunda takılı bulunan su pompasının, kendilerinin rızası dışında sökülüp götürülmesiyle sonuçlanan uyuşmazlığı şikayet konusu yapmıştır.Davalının bu şikayetinde şirketle aralarında geçen olayları -ödeme hususundaki ihtilafları da dahil olmak üzere- ayrıntısıyla anlatmış olması, davacının da başvurulan ifadesinde benzer yönde beyanlarda bulunması üzerine Cumhuriyet Savcılığınca başkaca bir araştırma yapılmaksızın "aralarındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, suç teşkil etmediği" gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu olayın özellikleri ve gelişim biçimi göz önünde tutulduğunda, şikayet hakkının kullanılması bakımından yeterli emarenin varlığı benimsenmelidir.
Yukarıda belirtilen ilke ve saptanan olgular ışığında, davalı yönünden hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği kabul edilmeli ve dava tümden reddedilmelidir. Mahkemece, kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davacının davalılardan ... Konut Yapı Koop, ..., ... ve ..."a yönelik temyiz itirazlarının reddine; davacının davalı ..."ye yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalı yararına peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.