20. Hukuk Dairesi 2014/10437 E. , 2015/4158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
2007 Yılında yapılan kadastro sonucu ... ilçesi ... köyünde bulunan 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı vekili, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan ve 03.06.2011 tarihli dava dilekçelerinde sınırlarını bildirdiği iki parça taşınmazın adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır.
Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, ... aleyhine açılan davanın hususmet yokluğu nedeniyle reddine, davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline, 12/09/2013 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki haritasında (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 98.256,81 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün cevizlik, meyve bahçesi, ev ve dam vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, kalan kısmının ise orman vasfıyla davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre 2007 yılında yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır.
Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen gözönünde bulundurulmak zorundadır.
Kadastro mahkemesinin zaman bakımından görevini düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 26/B maddesi uyarınca kadastro mahkemeleri askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davalarını inceleyip karar bağlamakla görevlidir. Aynı maddenin (D) bendi uyarınca, taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde dava açıldıktan sonra tespitten önceki haklara dayanılarak açılan ve derdest davaya müdahale niteliğinde bulunan davalara bakma görevi de kadastro mahkemelerine aittir. Başka bir anlatımla, askı ilân süresi içinde açılmamış olmakla birlikte, süresinde açılan başka davalar nedeniyle tespitleri kesinleşmeyen taşanmazlara ilişkin olarak kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak açılan davaların da kadastro mahkemelerince sonuçlandırılması gerekir. Taşınmaz hakkında askı ilan süresi içinde açılan davalar derdest iken tutanağın yanlışlıkla kesinleştirilerek tapuya tescil edilmesi de hukuken yok hükmündedir.
Somut olaya gelince, Dairemiz arşivinde yapılan taramada dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu belirlenen ... Kadastro Mahkemesinin 2008/1 E. 2013/9 K. sayılı dosyasının temyiz incelemesinin Dairemizin 2013/9743 E. - 2014/1662 K. sayılı dosyasında yapıldığı, "Taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinin 2007/56, 57, 58, 66 ve 67 E. sayılı dosyalarında da davalı olduğu anlaşıldığından, davaların HUMK"nın 45. maddesi uyarınca birleştirilerek görülmesi" gereğine değinilerek 11.02.2014 günlü karar ile bozulduğu, yine aynı taşınmazla ilgili olan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/107 E. - 2014/137 K. sayılı dosyasının temyiz incelemesinin Dairemizin 2014/8730 E. - 2015/2250 K. sayılı dosyasında yapıldığı ve "dava açıldığı tarihte taşınmazın başka dosyalarda davalı olduğu ve kadastro tutanağının kesinleşmemiş bulunması nedeniyle görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğuna" değinilerek 30/03/2015 günlü karar ile bozulduğu tespit edilmiştir.
Temyiz istemine konu davaların açıldığı 03.06.2011 tarihinde, kadastro mahkemesinde askı ilan süresi içinde açılan başka davalar nedeniyle çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti kesinleşmemiş olduğuna göre, görevli mahkeme, genel mahkeme olmayıp kadastro mahkemesidir.
Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 13/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.