Esas No: 2020/1470
Karar No: 2022/695
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1470 Esas 2022/695 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1470 E. , 2022/695 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.04.2018 tarih ve 2016/1143 E- 2018/387 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.12.2019 tarih ve 2018/1583 E- 2019/1543 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı ... vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tasfiye halindeki Etibank A.Ş.'nin tasfiyesinin kaldırılarak aktif ve pasifleriyle hisselerinin tamamının 05.04.2002 tarihinde TMSF'ye ait olan Bayındırbank A.Ş. bünyesinde birleşmesine karar verildiğini, müvekkilinin unvanının .... olarak değiştirildiğini, iş bu davanın konusunun Etibank A.Ş. ile Escort Computer Elektronik A.Ş. arasında düzenlenen bilgisayar satış kampanyasından kaynaklanan ihtilaf nedeniyle oluşan banka zararının davalılardan rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, Etibank A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 06.02.2002 tarihli inceleme raporu çerçevesinde, bankanın toplam 107.061,99 TL'lik zararının Escort Computer Elektronik A.Ş.'den tahsil edilmesi aksi halde yasal yollara müracaat edilerek banka zararının giderilmesi gerektiğinin ifade edildiğini, bu kapsamda 17.06.2002 tarihinde İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/711 esas sayılı dosyasında bu şirket aleyhine dava açıldığını, anılan şirket tarafından İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/809 esas sayılı dosyasından müvekkili bankaya karşı dava açıldığını, her iki davanın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/711 esas sayılı dosyasında birleştiğini ve yapılan yargılama neticesinde, 27.12.2012 tarih, 2002/711 esas ve 2012/363 karar sayılı kararıyla müvekkili banka tarafından açılan asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 367.147,91 TL'nin, 122.032,86 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle tahsiline karar verildiğini, gerekçeli kararda bankanın, bilgisayarların davacı şirket tarafından dava dışı iştirakçilere teslim edilmediği savı ile bilgisayar bedellerini talimatsız olarak hesaptan düşme yetkisinin bulunmadığının, bilgisayarları almadıklarını iddia ettikleri dava dışı iştirakçilerin muhatabının Escort Computer Elektronik A.Ş. olması gerektiğinin ifade edildiğini, mahkeme kararının İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/12052 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip konusu yapıldığını, müvekkili banka tarafından banka yararına hükmedilen vekalet ücreti düşülerek 15.12.2014 tarihinde 764.750,44 TL ödeme yapıldığını, müvekkili bankanın 30.06.2016 tarihli teftiş raporunda, anılan dönemde Etibank A.Ş. yönetim kurulu başkanı davalı ..., başkan vekili ..., genel müdür ..., ayrıca tüketici kredileri müdürü ... ve kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı ...'in eşit oranda sorumlu olduklarının belirtildiğini, ülke çapında bir kredi kampanyası yapılarak tüketici kredisi kullandırmanın operasyonel riski çok yüksek olup, bu ihtimalin banka üst yönetimi tarafından öngörülerek söz konusu kampanyanın protokol olmaksızın yapılmasında adı geçen yöneticilerin sorumluluğunun bulunduğunu iddia ederek banka tarafından kampanyanın tarafı olan şirkete mahkeme kararıyla ödenmek zorunda kalınan 764.750,44 TL ödemenin 15.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı ... vekili, işbu davaya dayanak yapılan dava dosyasının bizzat davacı tarafından takip edildiğini, müvekkilinin haberinin olmadığı davanın aleyhe sonuçlanmasına bizzat davacının sebebiyet verdiğini, teftiş raporlarında mutabakattan ve ilgili firmaya onay verildiğinden söz edilmesine karşın yargılama aşamasında müvekkilinin tasarrufu altında olmayan ilgili belgelere ulaşılamamasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, talebin zaman aşımına uğradığını, sorumluluk davası için alınmış bir genel kurul kararının bulunmadığını, aktif husumet ehliyetinin olmadığını savunarak davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin 03.03.1998 - 05.03.1999 tarihleri arasında banka genel müdürü, 05.03.1999-25.02.2000 tarihleri arasında da yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını ve görevini yasaya ve bankacılık mevzuatına uygun olarak yerine getirdiğini, talebin zaman aşımına uğradığını, zararın nedeni olarak müvekkilince imzalanan hiçbir işlem ya da kararın gösterilmediğini, zararın banka ile Escort A.Ş. ve Türkport A.Ş. arasında yapılan anlaşmaya göre kullandırılan tüketici kredilerinden kaynaklandığının iddia edildiğinin anlaşıldığını, bu kredilerin tüketici kredileri müdürlüğü önergesinin 27.09.1999 tarihli genelgesi uyarınca şubeler tarafından 11.10.1999 tarihinden itibaren kullandırıldığının görüldüğünü, bu işlemlerde müvekkilinin herhangi bir imzasının olmadığını, 25.02.2000 tarihinde istifa ederek bankadaki görevinden ayrıldığını, zararın, kredinin kullandırılmasına ve yapılacak işlemlere ilişkin genelge gereklerinin şubeler tarafından gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklandığı gibi bulunamayan evraklardan dolayı müvekkiline sorumluluk yüklenmesinin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin banka yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevleri sırasında yaptığı tüm işlemlerde ve aldığı bütün kararlarda gereken özeni gösterdiğini, satış kampanyası sebebiyle oluşan zararda özen ve sadakat borcuna ilişkin herhangi bir kusuru ve ihmalinin olmadığını, esasında kampanya için şirket ile protokol akdedildiğini, ayrıca kampanyanın uygulanmasına yönelik olarak genelgeler çıkarıldığını, şubelere gönderildiğini ve bilgilendirme yapıldığını, bu hususun 06.02.2002 tarihli müfettiş raporunda açıkça ifade edildiğini, 30.06.2016 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda da, Escort Computer tarafından açılan davada dosyaların çokluğundan ve bir takım belgelere arşivde ulaşılamadığından bilirkişilerce yapılan hesaplamaların yanlış olmasından dolayı davanın aleyhe sonuçlandığının beyan edildiğini, dolayısıyla şirketle yapılan protokolün banka arşivinde bulunamamış olmasının böyle bir protokolün hiç yapılmadığı anlamına gelmeyeceğini, kampanyanın üzerinden yıllar geçtikten sonra bu kampanya süresine ilişkin belgelerin arşivde bulunamamasının o dönem yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin kontrolünde olan bir husus olarak kabul edilemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin görevinin sona ermesinden sonra genel kurul tarafından faaliyet yılları arasındaki bütün işlemlerden ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davanın zaman aşımına uğradığını, kampanya başlangıç genelgesi ve daha sonra yayımlanan konu ile ilgili mevzuatta ve yazışmalarda protokolden bahsedildiğini, en son 20.03.2001 tarihinde genel müdürlükçe şubeye yazılan yazıda da imzalanan protokol gereğince denildiğini, Birleşik Fon Bankası ve Etibank A.Ş. Müfettiş raporlarının eklerinde de bu protokollerden bahsedildiğini, zira şirketle protokolün yapılmış olduğunu, herhangi bir sözleşme ve protokol olmaksızın böyle bir kampanya yapılmasının mümkün bulunmadığını, bir kısım belgelere ulaşılamamasının sorumluluğunun kendisine yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ... iflas idaresi vekili, banka ile Escort Computer A.Ş. arasında düzenlenen bilgisayar satış kampanyasının 11.10.1999-27.10.2000 döneminde gerçekleştiğini, kampanyanın devam ettiği süreç içinde uygulamaya yönelik olarak genelgelerin yayımlandığını ve şubelere gönderildiğini, davaya esas müfettiş raporları ekinde yer alan ve rapordaki açıklamalar içinde bahse konu edilen bu genelge ve mektupların, genel müdürlük tüketici kredileri biriminin iş görme borcunu özenle ifa ettiğinin, görevinin gerektirdiği özen ve dikkati gösterdiğinin delili niteliğinde bulunduğunu, esasında banka ile Escort Computer arasında bilgisayar ve internet satış kampanyasına ilişkin bir protokolün akdedildiğinin şubelere gönderilen genelge ve mektuplarda yer almasına ve böyle bir protokol akdedilmesine rağmen sonraki dönemde protokole ulaşılamadığını, bunun sorumlusunun müvekkili olamayacağını, iflas masasına başvuru yapılmadan doğrudan dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, zaman aşımı itirazının yerinde görülmediği, davanın, yönetim kurulu üyeleri ve müdürün sorumluluğuna ilişkin tazminat davası olduğu, dava konusu zararın ve zarara neden olduğu iddia edilen eylemlerin gerçekleştiği tarih dikkate alındığında 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 336. maddesi ve devamı maddelerinin uygulanması gerektiği, davaya konu zararın mahkemenin 2002/711 esas ve 2012/363 karar sayılı dosyasında banka aleyhine kurulan hükme göre ödenen bedelden oluştuğu, buna göre satış kampanyasının tarafı olan Escort A.Ş. ile kampanyayı yürüten davalılar tarafından bir protokol yapılarak tarafların yükümlülüklerinin, yapacağı işlerin tek tek kararlaştırılmış olması durumunda şirketle banka arasında çıkan ihtilafta protokol hükümlerine bakılacağından ve satış kampanyası için müşteri iptallerinde firmanın onay verdiğine dair protokole bağlanan yazılı bir belge bulunmasından dolayı bu kampanya ile ilgili açılan davanın aleyhe sonuçlanmayacağının, böylece banka zararının oluşmayacağının ileri sürüldüğü, bu süreçte verilen krediler bireysel kredi olup niteliği itibariyle yönetim kurulu kararıyla kullandırılabilecek nitelikteki kredilerden oluşmadığı gibi, zarara neden olan kredinin kullandırılmasına dayanak bir yönetim kurulu kararı bulunmadığından yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan davalılar ... ve ...'nun sorumluluklarının bulunmadığı, yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olan davalı ... ve genel müdür yardımcısı müflis ... ve tüketici kredileri müdürü ... yönünden ise, bilgisayarlı satış kampanyası ve bireysel kredi kullandırılmasına ilişkin sürecin banka genel müdürlüğünce yayımlanan genelge doğrultusunda yürütüldüğü, genel müdürlükçe hazırlanan ve şubelere gönderilen ve sürecin ne şekilde işlemesi gerektiğini açıklayan bu genelgeler doğrultusunda işlemlerin yapılması gerektiği, ancak uygulama sürecinde bir kısım aksaklıklar yaşandığı, işlemlerin iptali ve iadesinde genelgede belirtilen süreçlere tam olarak uygun şekilde hareket edilmediğinin belirlendiği, bu durumda davalıların görevlerini ifa sırasında gerekli özeni göstermediklerinden bahsedilemeyeceği, Etibank A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca düzenlenen 06.02.2002 tarihli teftiş raporunda ve .... Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca düzenlenen 30.06.2016 tarihli rapor içeriğinde, kredi iptallerinin firmanın onayına müteakip yapıldığının, yine 30.06.2016 tarihli raporunda Escort Computer A.Ş.'nin onayını müteakip kredilerin iptali noktasında mutabakat sağlandığına ilişkin yazışmalar yapıldığının ifade edildiği, mahkemenin 2002/711 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sürecinde kredilerin iptali yönünde şirket tarafından verilen onaylara ilişkin veya mutabakata ilişkin yeterli belgelerin sunulamamış olması ve genelge gereklerinin şubeler tarafından kısmen yerine getirilememiş bulunmasının, bu kredi sürecinde görev yapan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdürlerin sorumluluğuna dayanak olamayacağı, kaldı ki şirketle protokol yapılmış olsaydı zararın doğmayacağı yönündeki iddianın da bir dayanağının bulunmadığı gibi, şirketle bir protokolün akdedilmemiş olduğundan kesin olarak söz edilemeyeceği, zira kampanyanın içeriği ve niteliği dikkate alındığında bu şekilde bir anlaşma ya da protokol yapılmaksızın sürece başlanmasının mümkün görülmediği, kampanyanın devamı aşamasında da davalıların imzasını içeren ve mevzuata uygun olarak yayımlanan genel mektup ve genelgeler içeriğinde de iptallerin şirketin onayının alınmasından sonra yapılmasının ifade edildiği, zararın doğmasında bu davalılara yüklenecek bir kusurun olmaması, zararın davalıların görevlerini gereği gibi yerine getirmemesi veya özen borcunun ihlali neticesinde doğduğundan söz edilemeyeceği, başka bir deyişle hukuka aykırı bir eylemleri olmadığı gibi buna bağlı uygun illiyet bağının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, yönetim kurulunun banka ile Escort Computer şirketi arasındaki belirli malın teminine yönelik bireysel kredi kullandırılmasında yazılı veya sözlü talimatlarının olmadığı, bu konuda alınmış bir yönetim kurulu kararının bulunmadığı, söz konusu kampanyanın banka genel müdürlüğünce yayımlanan genelge doğrultusunda yürütüldüğü, teftiş raporlarında kredi iptallerinde firmanın onayının alındığı ve mutabakat sağlandığı belirtilmiş ise de, onaylara veya mutabakata ilişkin belgelere bankanın aleyhine sonuçlanan dava sürecinde ulaşılamadığı, davalılara atfedilecek kusurun bulunmadığı, somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK'nın 336 ve devamı maddelerinde öngörülen sorumluluğun koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, bu sebeple davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde görülmediği, 5411 sayılı Kanun'un “Sorumluluk Davalarına İlişkin İstisnai Yetkiler” başlıklı 133. maddesinin 3. fıkrasında, “Bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” denildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasa kapsamında bulunması karşısında, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, davalı ... vekilinin istinaf talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 27/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.