Esas No: 2020/7930
Karar No: 2022/688
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7930 Esas 2022/688 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7930 E. , 2022/688 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.10.2020 tarih ve 2020/278 E. - 2020/302 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2016/39165 sayılı "LAZCELL" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2016/03270, 2015/56497, 2015/101981, 2014/15051, 174358, 174691, 2000/03358, 2000/04542 sayılı "turkcell tick", "turkcell", "turkcell tek", "turkcell turbo 3g", "turkcell 0532", "turkcell arı şekli", "turkcell 0532", "tukcell uni-mesaj" ibareli markalarını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, bu karara müvekkilince yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira başvuru konusu ibare ile davalının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesi koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-2620 sayılı kararının iptaline, marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkili şirkete ait markalar arasındaki benzerlik nedeniyle karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış, başvurunun ise kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı, işaretler arasında benzerlik olmadığından aynı KHK'nın 8/4 maddesi koşullarının da somut olayda oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2017-M-2620 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "LAZCELL+şekil" ibareli başvuru ile redde mesnet "TURKCELL" asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira başvuru ile redde mesnet markalarda ortak olarak yer alan "CELL" ibaresinin ayırt ediciliğinin oldukça zayıf olduğu gerekçesiyle davalı Kurum vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararın, davalı Kurum vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davacının başvuru markası "Lazcell" ile davalının itiraza mesnet "Turkcell" ibareli markalarının 556 saylı KHK m. 8/1-b kapsamında benzer oldukları, YİDK tarafından da yerinde bir şekilde ortaya konulduğu üzere davacı markası ile verilen hizmetlerin davalı şirket tarafından sunulduğu yönünde tüketiciler nezdinde yanlış bir algı oluşacağı, davalı şirketin tanınmış olan TURKCELL markasının sulanmasına, ayırt edici karakterinin zedelenmesine ve hatta davacının, davalı şirket markalarından haksız bir yarar elde etmesine neden olacağı, sonraki marka sahibinin, tanınmış markanın tanınmışlığından haksız yararlanmaya çalıştığının kabul edilebileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca da davacı markasının tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.