10. Hukuk Dairesi 2015/6515 E. , 2016/949 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi
Tarihi : 25.12.2014
No : 2014/97-2014/828
Dava, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksi Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının murisinin 07.11.2013 tarihinde vefat ettiği, sigortalının mirasçısı olan davacının 10.01.2014 tarihli tahsis talebinin Kurumca, 5510 sayılı Kanunun 32. maddesinde yer alan, "ölüm aylığı, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır" hükmü gereğince murisin 586 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması sebebiyle reddedildiği, davacının iş bu dava ile 10.01.2014 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksi Kurum işleminin iptalini istediği, yargılama esnasında toplam 320 gün karşılığı askerlik borçlanma bedelinin 02.09.2014 ve 09.10.2014 tarihlerinde davacı tarafından ödendiği, mahkemenin de sigortalının mirasçısı olan davacının yapmış olduğu 320 gün askerlik borçlanmasını göz önüne alarak davanın kısmen kabulü ile askerlik borçlanma bedelinin ödendiği 09.10.2014 tarihini takip eden ay başından itibaren davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının yapmış olduğu 320 gün karşılığı askerlik borçlanmasının, 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde belirtilen “900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olması” şartı kapsamında sürenin hesabında göz önüne alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32. maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
./..
primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.
YHGK"nın 29.09.2010 gün ve 2010/ 21-301, 438 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Sigortalılık süresi”, 506 sayılı Kanunun 108.maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir. Tahsisi için istenilen koşulların, sigortalılık başlangıç tarihi (gerek mülga gerekse halen yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak ilk defa çalışılmaya başlanılan tarih) ile aylık talep tarihi arasında (aylık talebinde bulunmuş olmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasındaki sürede) gerçekleşmiş olması aranmaktadır.
Bu arada “Hizmet borçlanması”, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir (Şakar, Müjdat: Sosyal Sigortalarda Hizmet Borçlanması ve Hizmetlerin Birleştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, Temmuz/2005, Sayı:151) Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de mümkün değildir.
Eldeki davada, davacının murisinin 07.11.2013 tarihinde vefat etmesi ve davacının 01.10.2008 tarihinden sonra askerlik borçlanması talebinde bulunarak borçlanma bedelini 01.10.2008 tarihinden sonra ödemiş olması gözetilerek 5510 sayılı Yasanın 32/2-a bendindeki hükmünde belirtilen “her türlü borçlanma süresi hariç” ibaresi de dikkate alındığında, davacının vefat eden eşinin 5 yıllık sigortalılık süresi mevcut ise de, askerlik borçlanması ile kazanılan 320 günlük sürenin 5510 sayılı Kanun’un 32/2-a maddesi hükmünde öngörülen 900 günün hesabında dikkate alınmasına ve bu şekilde davacıya ölüm aylığı bağlanmasına yasal imkan yoktur.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin temyiz istemi kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.