4. Ceza Dairesi 2018/775 E. , 2018/3581 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümlesi gereğince 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/01/2018 gün ve 94660652-105-35-13405-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2398 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, tehdit suçundan Aliağa Sulh Ceza Mahkemesinin 10/03/2011 tarihli ve 2010/752 esas ve 2011/347 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen 2 ay hapis cezasının 5237 Sayılı Kanun"un 50/1-d maddesi uyarınca 4 ay süreyle her türlü alkollü içki satan ve servisi yapan işletmelere gitmekten yasaklanma tedbirine çevrildiği, sanığın kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/10/2015 tarihli ve 2013/20746 esas, 2015/35813 sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği ve bozma sonrası aynı Mahkemede yapılan yargılama sonucunda bozmaya uyularak sanığın 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sadece sanığın temyiz yoluna gitmesi karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 307/4. maddesindeki aleyhe bozma yasağı düzenlemesi gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararının, dosya kapsamına göre, tehdit suçundan Aliağa Sulh Ceza Mahkemesinin 10/03/2011 tarihli ve 2010/752 esas ve 2011/347 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen 2 ay hapis cezasının 5237 Sayılı Kanun"un 50/1-d maddesi uyarınca 4 ay süreyle her türlü alkollü içki satan ve servisi yapan işletmelere gitmekten yasaklanma tedbirine çevrildiği, sanığın kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/10/2015 tarihli ve 2013/20746 esas, 2015/35813 sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği ve bozma sonrası aynı Mahkemede yapılan yargılama sonucunda bozmaya uyularak sanığın 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sadece sanığın temyiz yoluna gitmesi karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 307/4. maddesindeki aleyhe bozma yasağı düzenlemesi gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararında, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde düzenlenen aleyhe hüküm kurma yasağına aykırı davranılıp davranılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında sair tehdit suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde Aliağa Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10.03.2011 tarihli ve 2010/752 esas, 2011/347 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-2. cümle ve 50/1-d maddesi uyarınca 4 ay süre ile her türlü alkollü içki satan ve servisi yapan işletmelere gitmekten yasaklanmasına, hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 15/10/2015 tarihli ve 2013/20746 esas, 2015/35813 sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, yeniden yapılan yargılamada bozma ilamına uyulduğu, Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararıyla TCK"nın 106/1-2.cümlesi uyarınca sanığın neticeten 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, sanığın yargılamadaki son adresinin 21/02/2011 tarihli duruşmada bildirdiği ... olduğu, bozma öncesi hükmün bu adrese tebliğe çıktığı ve sanığa tebliğ edildiği, 08/05/2017 tarihinde sanığın ağabeyi olan... tarafından dosyaya sunulan dilekçede sanık ..."ın ...adresinde ikamet ettiğinin bildirildiği, ..."ın kendi adresi olarak da ... adresinin belirtildiği, Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararının sanık adına ... adresine tebliğe çıkarıldığı ve 22/05/2017 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereği muhtara teslim edildiği, hükmün 30/05/2017 tarihi itibariyle kesinleştirilerek infaza verildiği, sanığın anılan hüküm nedeniyle 17/09/2017 tarihinde cezaevine alındığı, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28/09/2017 tarihinde infazın durdurulmasının talep edildiği, Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/60 esas ve 2017/274 karar sayılı 28/09/2017 tarihli ek kararıyla infazın durdurulmasına karar verildiği, ek kararın sanık ..."a cezaevinde 04/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 09/10/2017 tarihli dilekçesinde temyiz hakkını kullanmak istediğini belirttiği, sanığın bu dilekçesiyle ilgili olarak karar verilip verilmediğinin dosyadan belirlenemediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle sanığın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekir. Bir adrese ilk defa tebligat yapılacaksa 7201 sayılı Kanun’ın 21, daha önce tebligat yapılmış adrese tekrar tebligat yapılacaksa da aynı Kanun’un 35. maddesine göre tebliğ işlemi gerçekleştirilecektir.
Sanık ..."ın 09/10/2017 tarihli dilekçesinde temyiz hakkını kullanmak istediğini belirtmesi, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında, sanığın bu talebi hakkında bir karar verilip verilmediğinin araştırılması, herhangi bir karar verilmemişse öncelikle bu talebin ve Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararının, sanık ..."a yöntemince tebliğ edilip edilmediğinin değerlendirilmesi, temyiz talebinin yöntemince irdelenip reddedilmesi halinde, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/01/2018 gün ve 94660652-105-35-13405-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2398 sayılı ihbarnamesine konu, hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Sanık ..."ın 09/10/2017 tarihli dilekçesinde temyiz hakkını kullanmak istediğini belirtmesi nedeniyle, sanığın bu talebi hakkında bir karar verilip verilmediğinin araştırılması, herhangi bir karar verilmemişse temyiz talebinin yöntemince değerlendirilmesinin gerektiği anlaşıldığından, Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2017 tarihli ve 2016/60 esas, 2017/274 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2-Dosyanın, sanığın temyiz talebinin kabulü halinde, olağan yasa yolu olan temyiz incelemesine tabi olduğu anlaşılmakla Yargıtay ilgili dairesine, temyiz incelemesi için gönderilmesi, temyiz talebinin reddedilmesi halinde ise; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/01/2018 gün ve 94660652-105-35-13405-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2398 sayılı ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.