Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/685
Karar No: 2018/3580
Karar Tarihi: 22.02.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/685 Esas 2018/3580 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/685 E.  ,  2018/3580 K.

    "İçtihat Metni"

    Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/09/2016 tarihli ve 2016/110 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayılı kararı; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 12/12/2017 gün ve 94660652-105-34-8041-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2017 gün ve 2017/72079 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
    Buna gore, müşteki tarafından soruşturma dosyasına ibraz edilen mesaj kayıtları tetkik edilip gerekirse bilirkişiden rapor alınarak çözümlemesi yaptırılmak suretiyle, özellikle müştekinin vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit eylemlerinin vuku bulup bulmadığına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/09/2016 tarihli ve 2016/110 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayılı kararının; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, buna gore, müşteki tarafından soruşturma dosyasına ibraz edilen mesaj kayıtları tetkik edilip gerekirse bilirkişiden rapor alınarak çözümlemesi yaptırılmak suretiyle, özellikle müştekinin vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit eylemlerinin vuku bulup bulmadığına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/09/2016 tarihli ve 2016/110 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın yasaya uygun olup olmadığının ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    CMK"nın 173. maddesi "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
    (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
    (6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Şikayetçiler ..., ... ve ..."nin 04/01/2016 havale tarihli dilekçesiyle şüpheli ... hakkında şikayette bulundukları, dilekçede şüpheli ..."ın şikayetçi ..."ye gönderdiği mesaj içeriklerinin tarih ve zaman içerir biçimde belirtildiği, şüpheli ..."ın Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı"nda 12/01/2016 tarihinde alınan ifadesinde "Bana okumuş olduğunuz bu mesajları da kendisinin bana hakaret ve tehditleri üzerine onun telefonuna gönderdim."
    biçiminde beyanda bulunduğu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca "Müşteki ... şüpheli ..."ın kendisini tehdit ettiğinden bahisle yaptığı başvurusu üzerine girişilen tahkikat sonucunda, toplanan delil, bilgi ve belgelerden; Soyut iddia dışında, şüphelinin yüklenen suçu işlediğini gösterir, dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığı anlaşılmıştır. ...Müştekiler ... ve ..., şüpheli ..."ın kızları ..."in cep telefonuna çektiği mesajlarda kendilerine de hakaret ettiğinden bahisle şikayetçi olmuş iseler de, mesajların içeriğinin cep telefonundan çekildiği ve sadece ...tarafından görüldüğü gıyapta hakaret suçunun ihtilat unsurunun oluşmadığı..." şeklindeki gerekçelerle şüpheli ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından 01/09/2016 tarihinde 2016/110 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, şüpheli ... hakkında şikayetçi ..."ye yönelik "şüpheli ..."ın kullanmış olduğu cep telefonundan müştekinin kullanmış olduğu ... nolu telefona "amk piçi, deli deli, pezevenk, orospu, s...tir git " şeklinde hakaret içeren mesajlar çekmek" biçiminde tanımlanan hakaret suçundan 01/09/2016 tarihinde kamu davası açıldığı, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın şikayetçi ..."ye 20/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi ... tarafından hem kendisine yönelik tehdit suçu hem de diğer şikayetçilere yönelik hakaret suçu açısından 20/09/2016 tarihinde anılan ek karara itiraz edildiği, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla " ...Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu, yapılan itirazın yasal dayanağı bulunmadığı..." şeklindeki gerekçeyle şikayetçinin itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    23/11/2015-24/11/2015 tarihleri arasında şüpheli ... tarafından şikayetçi ..."ye gönderilen mesaj içerikleri incelendiğinde, şikayetçi ... ve yakınlarının cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ve sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit sözlerinin yer aldığı belirlenmiştir.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    1-Ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara konu hakaret suçu yönünden;
    CMK"nın 173/1. maddesinde suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edebileceğinin belirtilmesi, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 01/09/2016 tarihli ve 2016/110 soruşturma sayılı ek kararında şikayetçiler ... ve ..."ye yönelik hakaret suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi karşısında, şikayetçi ..."nin ek karara konu hakaret suçundan zarar gören konumunda bulunmadığı ve itiraz hakkının olmadığı, bu değişik gerekçeyle de Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayılı kararında sonuç itibariyle isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
    2-Ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara konu tehdit suçu yönünden;
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
    Somut olayda; 23/11/2015-24/11/2015 tarihleri arasında şüpheli ... tarafından şikayetçi ..."ye gönderilen mesaj içerikleri incelendiğinde, şikayetçi ... ve yakınlarının cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ve sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit sözlerinin yer aldığı, her ne kadar söz konusu mesajlar kolluk ya da Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tespit edilmemiş ise de, şüpheli ..."ın Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 12/01/2016 tarihinde alınan ifadesinde, okunan mesajları şikayetçinin kendisine yönelik hakaret ve tehditleri üzerine şikayetçinin telefonuna gönderdiğini kabul ettiği anlaşılmıştır. Bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli hakkında isnad edilen suçtan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu belirlenmiştir.
    Açıklanan nedenlerle, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/09/2016 tarihli ve 2016/110 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayılı kararı isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1-Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği, hakaret suçu yönünden, yerinde görülmediğinden bozma isteminin, bu suç yönünden CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
    2-Tehdit suçu yönünden ise, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/10/2016 tarihli ve 2016/3476 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, bu suç yönünden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi