23. Hukuk Dairesi 2011/3132 E. , 2012/1399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, ... Asliye 2"nci Ticaret Mahkemesi"nin 2008/32-555 esas-karar sayılı kararı ile davalı kooperatif genel kurulunun toplantıya çağrılmasına izin verildiğini, anılan kararın temyiz edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediğini, gündem maddelerinin uygulanması için kooperatif organlarına başvurulmadan 01.03.2009 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını, yapılan toplantının Mahkeme kararına ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, 01.03.2009 tarihli genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... Asliye 2"nci Ticaret Mahkemesi"nin 2008/32 esas sayılı dosyasında, kooperatif genel kurulunun toplantıya çağrılması için izin verildiği, bu kararın kesinleşmesi beklenmeden genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrıldığı, mahkemenin verdiği izin kararının şahsi hak doğurucu nitelikte olması nedeniyle kesinleşmeden uygulanmasının mümkün olmadığı, bundan dolayı toplantı çağrısının usulsüz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı kooperatifin 01.03.2009 tarihli toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kooperatifler Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca bu tür davalarda basit muhakeme usulü uygulanmaktadır. Temyiz tarihi itibariyle yürürlükte olan HUMK.nun 176/11.madde ve bendinde ise basit yargılama usulüne bağlı tutulan dava ve işlere adli ara vermede de bakılacağı öngörülmüştür.
Mahkeme ilamı, davalı vekiline 22.07.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar, HUMK`nun 432/1"nci madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten
sonra 13.09.2010 günü temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın 432/4.maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyizine gelince; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle işbu davanın kabulü ile genel kurul kararının iptaline karar verilmiş olmasına, temyiz dilekçesinde işbu dava ile birleştirilmesi istenen davanın başka bir genel kurul kararının iptaline ilişkin bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.